Prostat kanseri yaş ile insidansı artan, androjen bağımlı bir hastalıktır. Prostat kanserlerinin %75'i 50-70 yaş arasında görülmektedir. Klinik hastalık gelişen olguların ise yaklaşık 1/5'i letal seyir göstermektedir. Mortalite oranı %2-3 civarındadır. Metastatik Prostat Adenokarsinomu tanısı olan hastalarda uygulanan 'Androjen Ablasyonu' ile hastalığın kontrol altına alındığı, ancak bu durumu neredeyse hastaların tamamında androjenden bağımsız bir hastalığın takip ettiği bilinmektedir. Bu hastaların %80'inde pekçok morbidite ( Patolojik kemik fraktürü, spinal kord basısı, anemi, kaşeksi, yaygın kemik ağrıları gibi) gelişebilmektedir. Günümüzde herhangi bir kombinasyon tedavi metodu ile Hormona Dirençli Prostat Kanserinde sağ kalımı uzatan hiçbir faz III çalışma bulunmamaktadır. Bu durum pek çok araştırmacıyı destekleyici ve yaşam kalitesini arttırıcı palyatif tedaviler konusunda çalışmalar yapmaya yöneltmiştir. Zoladronik asit, prostat kanseri dahil olmak üzere tüm solid tümörlerden kaynaklanan malign kemik tutulumu olan hastalarda iskelet komplikasyonlarının azaltılmasında önemli ve uzun süreli klinik yarar sağladığı gösterilen ilk bifosfonattır. Uygun dozda ve tedavi şemasında uygulandığında ve hasta monitorizasyonu yapıldığında, zoladronik asit, kemik metastazları olan hastaların tedavisinde önemli bir yaşam kalitesi artışı sağlamaktadır.Zoladronik asit nefrotoksik olduğu bilinen bir ajandır.Tedavi boyunca nefrotoksisite açısından izlem ve tedbir alınmalıdır. Çalışmamızda Zoladronik asitin nefrotoksik etkisini araştırmayı amaçladık. Bu çalışmada Spreque Dowley cinsi ağırlıkları 250 ile 300 gr arasında değişen 20 adet erkek rat kullanıldı.Ratlar 10'arlı 2 gruba ayrıldılar.Birinci grup kontrol grubu (G-K), ikinci grup zoladronik asit (zometa) verilen zoladronik asit grubu (G-Z) idi. Nefrektomi yapıldıktan sonra tüm gruplardaki örneklerden hazırlanan patolojik preperatlar modifiye Paller skorlamasına göre tubuler epitel düzleşmesi (0,1), fırçamsı kenar kaybı (0,1,2), sitoplazmik vakuolizasyon (0,1), hücre nekrozu (0,1,2) ve tubuler lümen obstrüksiyonu (0,1,2) açısından değerlendirildi. En yüksek skor 8 olarak değerlendirildi. Ayrıca epitelyum uzunluğu ve bazal membran kalınlığı da değerlendirilmeye alındı. Zoladronik asit grubunda nefrotoksisiteyi gösteren paller skoru kontrol grubuna kıyasla oldukça yüksek bulundu. Sonuç olarak zoladronik asitin böbrekte hücre nekrozu, tubuler lümen obstrüksiyonu, tubuler epitel düzleşmesi , fırçamsı kenar kaybı ve sitoplazmik vakuolizasyon yaparak nefrotoksik etki gösterdiğini belirledik.Ayrıca bazal membran kalınlaşması ve epitel boyu artışı da nefrotoksisitenin diğer göstergeleri idiler.
Bizim çalışmamızda da gösterildiği gibi nefrotoksik bir ajan olan zoladronik asit tedavisi esnasında yakından renal izlem yapılmalıdır.Ayrıca nefrotoksisiteyi minimalize etmek için kombine tedavi alternatifleri geliştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. 8. SUMMARY Prostate cancer is a disease related to androgen the incidence of which increases in proportion to age. 75% of prostate cancer cases are observed in people between the ages of 50 and 70. Approximately one-fifth of the clinical cases pose lethal results. The mortality rate is around 2- 3%. It is known that the disease can be controlled by `Androgen Ablation?, but that the disease resists androgen ablation in almost all cases. Much morbidity (pathological bone fractures, pressure on spinal cord, anemia, cachexia, multiple pain in bones, etc.) develops in 80% of those patients. Currently there is no phase lll study which lengthens prognosis in Hormone Resistant Prostate Cancer with the help of any combination therapy. This therefore has led many researchers to pursuing studies on supportive symptomatic treatments to enhance the quality of patents? lives. Zoladronic acid is the first biphosphonate that was shown to provide a significant and long-lasting clinical benefit in reducing skeletal complications in patients with malign bone invasion of the disease resulted from all solid tumors, including prostate cancer. When it is applied in accordance with an appropriate dose and treatment scheme and when the patient is monitored properly, zoladronic acid provides a considerable increase in the quality of life of patients with bone invasion incidents. Zoladronic acid is an agent known to be nephrotoxic. Considering nephrotoxicity, necessary precautions must be taken and the patients must be carefully monitored during treatment. In our study, we aimed at researching the nephrotoxicity of Zoladronic acid. In the study, 20 Spreque Dowley breed male rats weighing 250-300 grams were used. The rats were divided into two groups of 10. The first was the control group (G-K), and the second was zoladronic acid group (G-Z), to which zoladronic acid (zometa) treatment was applied. After nephrectomy, the pathologic samples taken from all groups were evaluated according to Paller?s scoring method from the points of tubular epithelial flatting (0,1), brush border line loss (0,1,2), cytoplasm vacuolization (0,1), cellular necrosis (0,1,2), and tubular lumen obstruction (0,1,2,). The highest score was found to be 8. Epithelium length and basal membrane thickness were also evaluated. Paller score indicating nephrotoxicity in zoladronic acid group was considerably higher than that of the control group. As a result, we determined that zoladronic acid leads to nephrotoxicity by causing tubular epithelial flatting, brush border line loss, cytoplasmic vacuolization, cellular necrosis, and tubular.