1635 yılında kurulmuş olan ve kurulduğu günden itibaren erkek bilim insanlarının ve erkek entelektüellerin egemen olduğu Fransız Akademisi'ne seçilen (1980) ilk kadın üye olan Marguerite Yourcenar (1903-1987), Yirminci yüzyıl Fransız yazarları arasında gerek yazınsal biçeminin farklılığı ve çeşitli türlerde verdiği pek çok eseri ile, gerekse ele aldığı konuların derinliği ve çeşitliliğiyle öne çıkan yazarlardan biridir. İki savaş arası dönemin en dikkat çekici yazarları arasında sayılabilecek olan Yourcenar, genellikle benimsediği klasik üslubuyla birçok çağdaşından ayrılırken, ele aldığı dinsel, tarihsel ve özelikle de mitolojik konularla da bu dönemin eğilimlerine ilgi gösterdiğini kanıtlamıştır. Ele aldığı bu çeşitli konular arasında özellikle mitler, Marguerite Yourcenar'ın yazınsal ve düşünsel dünyasında oldukça önemli bir yere sahiptir. Eserlerinde, kendine has gizemci ve simgeci tinsel temeli büyük ölçüde mit ve mitin sunduğu çok değerlikli anlam olanakları üzerine kurduğu söylenebilir. Marguerite Yourcenar, genel olarak Yirminci yüzyıl boyunca fakat özellikle bu yüzyılın ikinci yarısında tüm dünyada, bilhassa Avrupa'da hız kazanan en önemli politik, felsefi ve sosyolojik akımların başında gelen feminizme yönelik mesafeli tutumu ve kurmaca eserlerinde kadın karakterlere verdiği rol sebebiyle dönemin pek çok eleştirmenleri tarafından, "misogyne" yani "kadın düşmanı" olarak görülmüş ve bu yönde eleştirilmiştir. Bu konu hakkında bugün de süregelen tartışmalar ile Yourcenar'ın eserindeki kadın kahramanlar konusu giderek bir sorunsal haline gelmiş ve ilgi çeken bir araştırma alanına dönüşmüştür. Bu çalışmada Marguerite Yourcenar'ın Denier du Rêve, Anna soror, Feux (Ateşler) ve Nouvelles Orientales (Doğu Öyküleri) adlı roman ve öykülerinin, yazarın yazınsal üslubunun belki de en önemli öğeleri olan mitler ile kurduğu metinlerarası ilişkilerin ortaya çıkarılması ve adı geçen eserlerdeki kadın kişilerin bu ilişkiler çerçevesinde incelenmesi amaçlanmıştır. Bu doğrultuda, bu kadın karakterler aracılığıyla yapılan mitolojik göndermeler veya var olan mitlerin ya da efsanelerin yeniden yazımları ve yazarın hangi karakter için hangi mite başvurduğunu, bundan önce yapılmış çalışmalara da başvurarak göstermeye çalıştık. Ortaya çıkan bu bilgiler ışığında Marguerite Yourcenar'ın kadın karakterleri ile mitolojik kadın figürler arasında bir bağ kurmayı denedik.
Marguerite Yourcenar, the first female member of the French Academy, which has been a male-dominant institution since 1635, is one of the most remarkable writers of the 20th Century French literature either by the difference of her literary style and many works in various genres or by the profoundness and subject range that she deals. One of the most outstanding authors of the period between the two world wars, she differs from her contemporaries by her virtually classical style, while she shows an interest in tendencies of her time by choosing historical, religious and mythical subjects. The myths have an important place in Marguerite Yourcenar's literary and intellectual universe. It can be said that she establishes a spiritual, mystical and symbolical foundation substantially on myth by the semantic polyvalence that it propounds. Marguerite Yourcenar was criticized as misogynic by some feminist critics for her distant approach to feminism -one of the most important political, philosophical and sociological movements of the 20th century- and for the place and role that she gives to her female characters. However, there are critics who assert a semantic profoundness in Yourcenar's female characters. By these altercations which continue even today, the matter of female characters in Marguerite Yourcenar's work has been a problematic and an interesting field of study. This study examines the intertextual relations between myths, which are possibly the most important elements of the author's literary style, and the works entitled Denier du Rêve (A Coin in Nine Hands), Anna soror, Feux (Fires) and Nouvelles Orientales (Oriental Tales) of Marguerite Yourcenar. In consideration of these relations, female characters in mentioned works are analyzed within a symbolical and mythical context. In this way, mythological references made through these female characters or rewritings of existing legends or myths and the reasons why the author chooses some myths for some specific characters are revealed. In the light of this gained knowledge, an opinion about Marguerite Yourcenar's female characters is presented.