Bu çalışmada Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesinde cerrahi girişimle kist hidatikli 10 hastadan ve KONET mezbahasında kesimleri yapılan kist hidatikli 10 koyundan alman kistler ışık mikroskopi çalışmaları için histokimyasal işlemlere tabi tutuldular. Bu çalışmanın sonucunda insan ve koyundan elde edilen kist hidatiklerin histolojik yapılan arasında fark görülmedi. Sadece insandan alman kist hidatiklerin koyundan alman kist hidatiklerden farklı olarak daha büyük olduğu ve tutunduğu organda daha fazla deformasyona yol açtığı görüldü. Diğer çalışmamızda S. Ü. Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalında ultrasonografi kılavuzluğunda Perkütan Drenaj yöntemi ile tedavi edilen 35 hastanın (50 kist) takibi yapıldı. İşlemden 48 saat önce başlamak üzere ve 2 ay süre ile devam eden albendazol (10 mg / kg / gün) tedavisi uygulandı. PD işlemi üç aşamada yapıldı. (1) Ultrasonografi rehberliğinde ince iğnelerle kiste girilerek kist sıvısının yaklaşık olarak % 50' si boşaltıldı. (2) Kist içeriğinin aspire edilmesinden sonra skolosidal madde (% 0,5 gümüş nitrat veya % 20 sodyum klorür kist boşluğuna verildi. Kist içine verilen skolosidal maddenin miktarı aspire edilen sıvı miktarının yaklaşık olarak % 50 - 60' ı arasında değişmekte idi. Kist içine skolosidal madde verildikten sonra 20 dk. bekletildi. (3) Kist içeriğinin tamamı aspire edildi ve serum fizyolojik ile irrigasyon yapıldı. İşlemden sonra tüm olgular 6^- 24 ay (ort. 16 ay) süre ile takip edildi. Bu çalışmanın sonucunda takip süresince yapılan kontrol ultrasonografi incelemeleri lezyonlann boyutiarındaki önemli ölçüde küçülmeyi gösterdi. (p<0,01). Ultrasonografi kılavuzluğunda yapılan perkütan drenaj 'm semptomatik ve asemptomatik hidatik kistlerin tedavisinde uygulanabilen etkili bir tedavi yöntemi olduğu görüldü. Son olarak skolosidal maddelerin etkinliğini in vitro olarak göstermek amacıyla skoleks canlılık testi çalışması yapıldı. Skolosidal madde olarak % 0,5 gümüş nitrat, % 20 sodyum klorür ve % 25 etilalkol kullanıldı. Ayrıca perkütan drenaj ile tedaviden 48 saat önce başlatılan ve 2 ay süre ile devam eden albendazolün irrigasyon ajanı olarak kullanılması amacıyla skoleks canlılığına etkisi çalışıldı. Sonuç olarak etilalkolün 25. dk.'da sodyum klorürün ise 30. dk.' da skoleksleri tamamen öldürdüğü gözlendi. Gümüş nitrat in vitro şartlarda en geç etki gösteren ajan olmasına rağmen gümüş nitratin PD irrigasyonu esnasında 20 dk 56 tutulması klinik uygulamada kistin tedavisinde nükse veya tekrar kist büyümesine yol açmamıştır. Gümüş nitratın, hipertonik sodyum klorür çözeltisinin ve etanolun kesin PD irrigasyon ajanı olması skoleksle birlikte germinatif tabakanın da tahrip olmasından kaynaklanmaktadır. Albendazolünde irrigasyon ajanı olarak kullanılabilmesi için çalışmaların devam etmesi gerekmektedir.
In this work histologic comparisons of cystic structures of the hydatidoses of echinococcus in men and sheeps, obtained from a local meat processing plant were made. For this propose histologic specimens were prepared from 10 cysts of various sizes and organ involvements extracted by surgical intervention from the patients and 10 cysts of various organ involvements from the sheeps. The cysts and it is content from the patients veried from 3 cm. to 20 cm. in diameter and 50 ml. to 2000 ml. in volume. The cystic structure and morphologi of the cysts were similar in both human and sheep. Organ deformation and clinical symptoms associated with cystic suppression and lymphatic infiltration were more prominent in man than in sheep. Laminated layer of the cysts in man was thicker than the cysts obtained from the sheep which is obviously associated with the age of the cysts in men. In the second phase of this study was involved in the evaluation of cystic content of 50 cysts from 35 patients who underwent ultrasonographic guided percutaneous dreanage (PD). The patient were followed up for 6-24 months (16 months). Silver nitrate 0,5 % or 20 % NaCl solution was used as irrigation medium for PD. During initial dreanage and during follow up cystic contents were examinet microscopicly. Live scoleces were not found after either silver nitrate or hypertonic saline irrigation during first irrigation or during follow up. Cyst sizes were reduced irreversibly and the rate of reduction dependent on the duraton after the initial PD and was statistically significant (p<0,0,l). Such reduction in cyst size was in dependent of the age and the sex of the patients (p>0,01). The follow ups histological, biochemical, and immunological values indicated that PD procedure is as effective treatment of hydatidoses as the surgical intervention. In the third phase of this study the viability of scoleces in the germinative membrane and in the cystic contents obteined from the sheep organs were studied in in-vitro condition using 0,5 % silver nitrate, 20 % sodium cloride, 25 % ethanol, and albendazole solitions preparetin serum physiologic, pH: 7,4. All of the agents affected the scolex viability irreversibly and they were effective scolicidal agent for scolecs in in-vitro condition. Interestingly among the scolicidal agents silver nitrate effect was delayed type reaction, but the destruction of the parasite was permenant. 58 During follow up recurrence was not observed. This can only be explained by the reasoning that silver nitrate, hypertonic saline solitions, and ethanol solitions as scolicidal agents destroy not only the scoleces but also the germinative membrane irreversibly in in-situ condition. Albendazole although it is concentration should be optimized for PD irrigation was found to be an effective scolicidal agent as the others. During follow up of patients treated orally with albendazole cystic growth and newly formed cysts were found after termination of oral treatments. This discrepancy between in-vitro and in-situ condition can be attributed to same analogy that albendazole kills the scoleces without destroying the germinative membrane. This possibility will be evaluated by fuither studies in the fixture.
