Başarının sıkıntısı insanı dayanılmaz fiziksel ve ahlaki acı içine sokar. İnsan mutlu ve
başarılı bir hayat sürdürmek için önleyici tedbirler almak zorundadır. Fakat bunları
abartmamak gerekir. İnsan tutkusunu abartmaya başladığında hayat onu rahatsız etmeye
baslar. Sanat eserinin güzelliği yaratıcı gücünü göstermektedir. Sanatçının yasam sıcaklığı
duygularını ifade eder. İnsan gerçek sevgisinin kökeninde bulunan duyguları yansıtır. Bu
sevgi bazen devamlı, güçlü ve sürekli bir eğilim gibi ortaya çıktığında saplantı haline
dönüşebilir. XIX. yüzyılda resim sanatı sanatçılar için bir tutkuydu. Onlara göre, başarı
ancak tutkuyla elde edilir. Claude Lantier, Zola’nın Eser’inde Gervaise Macquart’ın oğlu ve
Meyhane’de Auguste Lantier’nin oğlu, tutkulu bir sanatçıdır. Asla sanatından tatmin
olmuyor. Açık Hava (Plein Air) isimli tablosundan yeni bir sanat akımı doğar. Christine’nin
sevgisine rağmen, arkadaşlarının yardımıyla Claude sanat tutkusu dolu olan birisi olarak
hayatına devam eder. Ölen çocuğunun portresi kayıtsızlığını belirler. Ve Claude
tamamlanmamış tablonun önünde kendini asar.
L’angoisse de la réussite met l’homme à la souffrance physique ou morale
intolérable. L’homme doit prendre des mesures préventives pour mener une vie heureuse
et réussie, mais il ne faut pas les exagérer. Quand l’homme exagère sa passion, la vie
commence à le déranger. La beauté de l’oeuvre d’art montre la puissance créatrice, la
chaleur de vie de l’artiste qui a la passion d’exprimer ses sentiments. L’être humain reflète
ses sentiments dont l’origine se trouve dans un véritable amour. Cet amour peut se
transformer parfois en obsession quand il apparaît comme une inclination puissante et
durable. Au XIXème siècle, la peinture était une passion pour les artistes. Selon eux, la
réussite ne s’obtient que passionnément. Dans L’oeuvre de Zola, Claude Lantier, fils de
Gervaise Macquart et d’Auguste Lantier dans L’Assommoir, est un peintre passionné. Il ne
se contente jamais de son art. Une nouvelle école naît de son tableau intitulé Plein Air. En
dépit de l’amour de Christine, les aides de ses camarades, Claude mène une vie pleine de
la passion de l’art. Le portrait de son enfant mort détermine son indifférence. Et Claude se
pend devant le tableau inachevé.