Çokkültürcülük konusundaki tartışmaların son senelerde yaygınlık kazanması,
çokkültürlü toplumlara tarihte ilk defa günümüzde rastlandığı seklinde yanlış bir izlenime
neden olmaktadır. Bu yöndeki tartışmaların yaygınlık kazanması, ulus-devletin hiyerarşik bir
düzlem temelindeki yapılanması ve kültürel alana da bu minvalde yaklaşması yönündeki
eleştirilerin artması ile yakından alakalıdır. Ulus-devlet idealleştirmesinin dışındaki
kimliklerden gelen, farklılıklarının tanınması yönündeki ısrarlı talepler, bu yöndeki
tartışmalara dikkat çekilmesini sağlamıştır. Oysa tarihsel açıdan bakıldığında, imparatorluk
ya da krallık seklindeki çokuluslu yapılanmaların, sosyolojik açıdan daha çokkültürlü bir
yapı arzettikleri görülmektedir. Bu durumdan hareketle, bu çalışmada da çokuluslu bir
yapılanma olarak Osmanlı Devleti, çokkültürcülük bağlamında ele alınıp değerlendirilmiştir.
In recent years, that the widespread debate on the multiculturalism has led to a false
perception, as multicultural societies emerged for the first time today. The rise in the
popularity of debates on this issue profoundly related to the rise of the critics towards the
formation of nation-state in a hierarchical plane and its attitude to comprehend the cultural
sphere in the same way. The persistent demands of those excluded from the nation-state
idealisation of diversities for the recognition of diversities ensured the debates on this case
to be noticed. However, within a historical perspective, it is realized that multinational
structures, such as empires or kingdoms, have a more multicultural structure in sociological
means. Due to this, in this paper Ottoman Empire – which is a multinational structure- is
analyzed in terms of multiculturalism.