Mahkumiyet altında olan insanların toplumdan soyutlandığı bir gerçektir. Makalede,
toplumsal bir değere ve işlerliğe sahip olan dini yaşantı şekillerinin, bu soyutlanma dolayısıyla
hapishane ortamında nasıl yer bulduğu ve hUkümlülerin din algısının ne düzeyde olduğu
irdelenmektedir. Makaleye konu olan araşhnna kapsamında, mahkGmlarda 'dini yaşantı' ve 'din
algısı' ile demografik değişkenlerin ilişkisi ele alınmışbr. Diğer taraftan insanların cezaevinde
dindarla§ıp dindarla§madığı incelenmeye çalışılmıştır. Suç ve ceza kavramı üzerinde kısaca
durulmuştur. Avrupa ve Amerika'dan örneklerle durum tespiti yapılmıştır.Araştırma kapsamında,
Konya E Tipi Cezaevlnde 234, Konya Yan Açık Cezaevinde ise 68 mahkôm ile mülakat
yapılmıştır. Yapılan diğer araşhnnalarda, mahkGmlann dindarlaştığına ilişkin bulgular yer almakla
birlikte, araştırma sonucu bu bağlamda farklı bir durum ortaya çılonışbr. İnanç boyutu açısından
değerlendirildiğinde dindarlığın arttığı; ibadet boyutu açısından değerlendirildiğinde ise dindarlığın
azaldığı bulgular arasındadır.
it is clear that the people who are prisoners have been isolated from society. in this study,
it has been aimed to scrutinize religious way of living that has a social function and value, at what
level and how the perception of prisoners about religion, due to this isolation, occurs in the prison
environment.ln the scope of the research, based on this research, it has been handled in the
correlation between religious life and religious perception with demographical variable. The tenns
of 'erime' and 'punishment' were mentioned shortly. Also, it was examined that whether being
more religiousness or not in the prison. it was deterrnined with the examples taken from American
and European countries. Within this study, it has been surveyed of 234 prisoners at Konya E
Type Pıison and Konya Half-Open Prison. Although some researchers have findings that
prisoners getting religiousness in the prison, it has been emerged from different situation in this
oontext. Among the findings is that religiousness has increased when it is evaluated in tenns of
belief and decreased in tenns of practlce.