Tanzimat döneminin ikinci kuşağı ile birlikte şiire yeni temalar girer. Temadaki yeniliğin
öncülerinden biri de Abdülhak Hâmid Tarhan’dır. Görevi gereği pek çok ülkede bulunmuş olan
sair, tabiatı Poti, Rize, Hindistan gibi mekânlarda tanımıştır. Bu tanışma Hâmid’in hem kendi şiir
anlayışı bakımından hem de Türk edebiyatı açısından önemlidir. Çünkü Hâmid’in şiirleri
dönemine göre yeni bir tabiat algısına sahiptir. Sairin İngiltere, Lahey, Paris gibi mekânlara
gidişiyle tabiat özlemi ortaya çıkar. Beledi-bedevi tezadı şiirlerinde tezahür etmeye baslar.
Hâmid tabiatı sadece şiirin malzemesi olarak görmez. Tabiatın, Hâmid’teki duygu ve
fikirlere sekil verdiği; onun hatıraları ve mektupları dikkate alındığında açıkça görülmektedir. Şair,
şiirlerinde tahlil ve tespitlerle ortaya konulabilecek tabiat görüsünü, hatıra ve mektuplarında
samimiyetle kendi ağzından ifade eder.
Bu makalede Hâmid’in eserlerinde görülen tabiat anlayışı, hatıra ve mektuplarındaki
duygu ve düşüncelerinden yola çıkılarak ortaya konulmaya çalışılacaktır.
With the second generation of the Tanzimat period, new themes appeared in poetry.
One of the pioneers of the change in theme is Abdülhak Hâmid Tarhan. The poet who visited
many countries thanks to his profession, recognizes nature to places like Poti, Rize, India. This
acquaintance is significant both on account of Hâmid’s poem comprehension and the Turkish
literature. Because Hâmid’s poems have new nature sense. When the poet went countries such
as England, Lahey, Paris, longing nature appears his poems. Townsman-villager contrast
appears in Hâmid’s poems.
Hâmid doesn’t regard nature only as a poem material. It is obvious that nature shape
Hâmid’s feeling and idea as far as his memory and letters are considerd. The poet sincerely
expresses self nature idea to be presented with analysis and detection in memory and letters.
This study aims to execute Hâmid’s view on nature along with his emotions and ideas in
his memories and letters.