Okul öncesi ve ilkokul çağındaki çocukların çizgi canlandırma ya da üç boyutlu canlandırma türleri arasındaki farkı algılayıp algılayamadıklarının tespit edildiği bu çalışmada; öğrencilerin sosyo-demografik özellikleri ile tercihleri arasındaki ilişki istatistiksel olarak belirlenmiştir. Geçmişten günümüze canlandırma ve canlandırma türleri ele alınmış, günümüz Türkiye'sinde canlandırma sektöründe gelinen son nokta açıklanmıştır. Tüm bunlarla birlikte pedagojik açıdan değerlendirilen çocuğun, iletişim sürecinde çizgi filmle olan bağı da açıklanmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu Erzurum ili Yakutiye ilçesinde, 2013- 2014 bahar yarıyılında öğrenim görmekte olan, okul öncesi ve ilköğretim kurumları arasından tesadüfî olarak seçilen İMKB İnönü İlköğretim Okulu'nun; ana sınıfı, birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü sınıflarının birer şubeleri oluşturmuştur. Öncelikli bilgilerin elde edilmesinde velilere uygulanan "Demografik Bilgiler Anketi", öğrenciler için hazırlanan slayt ve hikaye senaryoları, foto blok materyalleri ve "Animasyon Tekniklerine Yönelik Algılar Anketi" araştırmada veri toplama araçları olarak kullanılmıştır.Çalışmanın uygulama kısmında, Konya Necmettin Erbakan Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi ve Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi akademisyenlerinin uzman görüşleri ile hareket edilmiştir. Ayrıca birçok kaynak kullanılmış ve çalışma örnek resimlerle pekiştirilmiştir. Araştırmada elde edilen yan bulgular ayrıca yorumlanmıştır. Sonuç olarak çocukların algılama farklılığı, çizgi film yapımcılarının çalışmaları içinde fikir oluşturabilecektir.
This study assesses the ability of pre-school and primary school children to distinguish between different types of animation in illustration and 3D. It goes on to establish the preference criteria in animation types and builds statistical relationships between these preferences and sociodemographic factors. By analysing animation and animation methods used to date, it arrives at today's Turkish animation sector. In doing so, it outlines the child's relationship with cartoons from a pedagogic perspective.The IMKB İnönü Primary School was drawn at random from the pre-school and primary school institutions in Yakutiye, Erzurum in the Spring semester of the 2013-2014 academic year. One class from each nursery, 1st, 2nd, 3rd and 4th grade was selected as the research cohort. Initial data was gathered using "Demographic Information Survey" provided to parents, story boards and fictional scenarios prepared for pupils, photo block materials and "Animation Technique Perceptiveness Survey".The study was conducted with the expert guidance of academics from the Konya Necmettin Erbakan Ahmet Keleşoglu Education Faculty and Atatürk University Kazım Karabekir Education Faculty. In addition, numerous sources were used and the study enforced with demonstrative graphics.The study qualitative findings were also elaborated. In conclusion, that arise from children's selective perceptiveness, their preferences can be utilised by the Turkish cartoon industry and , in particular, cartoon producers.