SBE, Doktora, Özel Hukuk Koleksiyonu
http://hdl.handle.net/123456789/245
Özel Hukuk Anabilim Dalı'nda yapılan doktora tezleri bu koleksiyon altında listelenir.2024-03-29T12:31:44ZTürk sosyal güvenlik normlarının Avrupa Birliği sosyal güvenlik normlarına uyumlaştırılması
http://hdl.handle.net/123456789/10634
Türk sosyal güvenlik normlarının Avrupa Birliği sosyal güvenlik normlarına uyumlaştırılması
Erol, Selahattin
Avrupa Birliği'ne (AB) üye ülkeler, İzlanda, Norveç, Liechtenstein ve İsviçre arasında uygulanmakta olan kişilerin serbest dolaşımı ilkesi gereği bu ülkelerin vatandaşları bir ülkeden diğerine kolaylıkla gidebilmektedir. Bunlar; iş bulmak, çalışmak, eğitim, turizm ve aile birleşmeleri gibi nedenlerle serbest dolaşım hakkından yararlanmaktadırlar. AB'nin kuruluşunu sağlayan temel antlaşmaların ana hedeflerinden birisinin de sosyal açıdan üye ülkeler arasında bir ortaklığın kurulması olduğu bilinmektedir. Kişilerin serbest dolaşımının ve üye ülkeler arasında sosyal bir ortaklığın kurulabilmesi için öncelikli olarak kişilerin sosyal güvenlik haklarının korunması gerekmektedir. Bu hakların öneminden dolayı elli yıldan fazla bir süredir sosyal güvenliğin koordinasyon kuralları uygulanmaktadır. Başlangıç dönemine göre daha ileri ve gelişmiş kurallar içeren 883/2004 sayılı Tüzük ve 987/2009 sayılı Uygulama Tüzüğü kapsamındaki kişilerin sosyal güvenlik haklarında herhangi bir kayıp yaşanmamaktadır. Türkiye, AB'ye katılım sürecinde olan bir ülke olduğundan dolayı gelecekte sosyal güvenliğin koordinasyonu kurallarını kabul edecektir. Bu durumla karşılaşmadan önce koordinasyon kurallarının tanınması ve bu kuralların ülkemize getireceği yüklerin hesaplanması gereklidir. Bu nedenle tez çalışmamızda; sosyal güvenlik koordinasyon kuralları ve buna ilişkin sistemin tanıtımı, bu konudaki tüzüklerin temel özellikleri ve her bir sigorta kolunun düzenleniş şekli anlatılmıştır. Bunların yanı sıra bu sistemin ülkemiz sosyal güvenlik sisteminde meydana getireceği değişiklikler, ülkemizin koordinasyon kurallarına uyumu, idari kapasite konusunda yapılması gerekenler ve özellikle bu konudaki finansman gereksinimi konularına değinilmiştir. Tez çalışması, sonuç kısmındaki önerilerle tamamlanmıştır.; The principle which allows people mobilisation among the European Union (EU) member countries and the other countries like Iceland, Norway, Liechtenstein and Switzerland make it easier to cross a country to one another. The citizens benefit from this advantage to find a job, to work, to get education and even to settle up. Beside the economic association, there is another important aim to unite European countries in one that is to unite societies as well. To provide a social partnership among the union, there should be a common ground for social security rights to the citizens of the member countries. Coordination of Social Security System rules has been applied on these states for over fifty years as they are extremely important. Thus, people living under the roof of the regulations that are EC Regulation No 883/2004 and its Implementing Regulation No 987/2009 could protect their social security rights. Since Turkey is a future-member of the EU, it has to accept the Coordination of Social Security System rules. Therefore, before Turkey is obligated to apply the regulations, they should consider and calculate what it brings to Turkey once it is applied. That is why, in this humble study, coordination of social security system rules and introduction of the system are stated and essential features of these regulations and form of each period of insurance are told. Furthermore, it is going to be worked on the potential changes in the social security system of Turkey, the coherence of the coordination rules of Turkey, the regulations about administrative capacity and specifically financial costs to the country. The last part of the study is completed with suggestions according to the findings from main body.
2015-02-20T00:00:00ZTürk Hukukuyla mukayeseli olarak Azerbaycan Hukukunda sigortacının rücu hakkı
http://hdl.handle.net/123456789/9859
Türk Hukukuyla mukayeseli olarak Azerbaycan Hukukunda sigortacının rücu hakkı
Yolçiyev, Mübariz
Sigortalının ?haksız zenginleşmesi?, zarar sorumlusu üçüncü kişinin hiçbir müeyyideye tâbi tutulmadan ?sorumluluktan kurtulmasının karşısının alınması? için sigorta hukukunda benimsenen sigortacının halefiyete dayalı rücu hakkı Türk hukukunda (TTK.m.1301) olduğu gibi, Azerbaycan hukukunda da açık hükümle (AMM.m.916. ve ASK.m.37) Kanun Koyucu tarafından düzenlenmiştir. Bununla birlikte Azerbaycan hukukunda kara sigortaları açısından sigortacının halefiyeti iki farklı kanunda hemen hemen aynı hükümlerle düzenlenmiş olması kanun yapma tekniği açısından isabetli olmadığı gibi, uygulamada da karışıklıklara neden olmaktadır. Sigortacının halefiyete dayalı rücu hakkını düzenleyen hükümlerin (AMM.m.916 ve ASK.m.37), sigortalının ?haksız zenginleşmesinin? ve ?zarar sorumlusunun sorumluluktan kurtulmasının karşının alınması? gibi, ?kamu menfaatine? hizmet eden hükümler olduğu açıktır. Buna rağmen, Türk hukukundan farklı olarak Azerbaycan hukukunda bu hükümlerin (AMM.m.916 ve ASK.37) ?amir nitelikte? olup olmadığı kanunda düzenlenmediği gibi, hükmün metninden de bunu tespit etmek kolay değildir. Diğer taraftan kanunların (AMM ve ASK) gerekçeli metinleri kamuoyuna duyurulmaması sebebiyle, bu hükümlerin amir olup olmadığı konusunda Kanun Koyucunun gerçek amacına ulaşmak da kabil değildir. Bu olumsuzluklara rağmen, Azerbaycan hukukunda sigortacının halefiyetini düzenleyen hükümlerin (AMM.m.916 ve ASK.m.37) ?amacı gereği? ve ?sigortalının istismarını engelleyen hüküm olması? sebebiyle sigorta sözleşmesi tarafları açısından emredici nitelikte olduğunu AMM'nin sistemini dikkate alarak savunmak mümkündür. Sigortacının halefiyete dayalı rücu hakkının zarar sigortalarında, özellikle mal üzerindeki menfaatin sigortalanmasında geçerli olduğu tereddütsüz olduğu halde, bu kuralın sorumluluk sigortaları açısından geçerli olmadığı eskiden Türk hukukunda kabul edilmekteydi. Bununla birlikte, Türk hukukunda sorumluluk sigortaları açısından halefiyete dayalı rücu hakkının geçerli olmadığı yönündeki ?eski görüş? terk edilmiştir. Azerbaycan hukukunda ?isteğe bağlı sorumluluk sigortaları? AMM'nin ?sigorta? başlığını taşıyan 50. faslının ?zarar sigortaları? başlığını taşıyan 3. paragrafın 923. vd maddelerinde hükme bağlanmıştır. Can ve kaza sigortaları olarak tasnif edilen meblağ sigortalarında halefiyet ilkesi, hem Türk, hem de Azerbaycan hukukunda benimsenmemiştir. Bununla birlikte, meblağ sigortası olmasına rağmen, zarar sigortası ilkeleri ile çalışan ?hastalık sigortasında? tedavi giderleri bakımından halefiyet yasağı ilkesi istisnaya uğramaktadır. Sigortacının halefiyete dayalı rücu hakkının kazanılması için hem Türk, hem de Azerbaycan hukukunda iki şartın mevcut olması gerektiği Kanun Koyucu tarafından hükme bağlanmıştır. Bunlardan birincisi, ?sigortacının zarar sorumlusuna sigorta tazminatının ödemiş olması? şartı olduğu halde, diğer şart ise, ?sigortalının zararı ika eden üçüncü şahsa karşı bir dava hakkının bulunmasıdır?. Bununla birlikte, doktrin ve uygulamada hâkim olan görüşe göre, sigortacının halefiyete dayalı rücu hakkının gerçekleşmesi için yasada belirtilen iki şartla birlikte, üçüncü şartın, yani ?sigortacıyla sigortalı arasında geçerli bir hukuki ilişkinin bulunması? şartının da gerçekleşmesi gerekir. Sigorta tazminatını ödeyerek sigortalının yerine kaim olan sigortacının zarar sorumlusuna karşı rücu hakkını kullanmak isteyeceği açıktır. Bu sebeple, hem Türk, hem de Azerbaycan hukukunda sigortalının halefiyete konu hakları ?korumak? ve ?ihlal etmemek? yükümlülüğünde olduğu kanunda düzenlenmiştir. Sigorta tazminatını aynı veya nakdi şekilde tazmin ederek sigortalısının yerine kaim olan sigortacı, onun hukuki durumuna sahip olduğu için, zarar sorumlusu sigortalıya karşı malik olduğu tüm savunma vasıtalarını hem Türk, hem de Azerbaycan hukukunda sigortacıya karşı da dermeyan edebilecektir.; ?To get rich unfairly? for an insurance holder, third side who is responsible for loss by not making them obey punishment for ?to prevent them from getting rid of from responsibility?, in insurance law, regress right based on subrogation is held in Turkish law (TTK article 1301), and at the same time in Azerbaijan law system with apparent adjudication ( AMM article 916, and ASK article 37) ordered by legislator. Notwithstanding, in Azerbaijan Law system, from the point of view of land insurance, insurer?s subrogation has been composed almost same legal decisions in two different acts, and it is not only inappropriate for the legislation method, but also it causes complication in application. Provisions those composing subrogation oriented regress right of insurer?s, (AMM.article.916 ve ASK article.37), that work on behalf of the ?public interest? because of the points as ?prevent to get rich unfairly ? and ?to prevent loss responsible to avoid from responsibility?. Although this result, different from Turkey law, in Azerbaijan law system, there is not anything that compose whether these legal decisions`hold `imperative nature` or not, and at the same time it is not easy to determine it from the text of legal decisions. On the other hand, the spesific and justified text of laws (ASK and AMM) are not announced to public, because of this reason, for determining whether these provisions imperative or not, to reach the original aim of Legislator is not feasible. Although such drawbacks, in Azerbaijan law system provisions, (AMM article 916 and ASK article 37) that compose insurers` subrogation ?because of aim? and ?provision that prevents insurance holders` exploitation? and as a result of this, from the point of view of sides those sign the insurance agreement, it can be defended that system of AMM will be statutory nature. In loss insurances, especially while insuring the benefit upon merchandise, insurer`s regress right based on subrogation is valid without any hesitation, it has been accepted that this rule formerly was not valid for liability insurance in Turkish law system. Notwithstanding, in Turkish law system in terms of liability insurances ?former idea? that expressed ?regress right based on subrogation is not valid? has been given up. In Azerbaijan law system, ?elective liability insurances? has been composed in AMM, in the 923 etc. articles of 3rd paragraph with the headline ?loss insurances? of 50th chapter of AMM with the title ?insurance?. The amount insurances, as classified life and accident insurance, the subrogation rule, both in Turkish and Azerbaijan law system was not accepted. And also, even though it is amount insurance, ?health insurance? works with the rules of loss insurance and in ?health insurance? in terms of medical costs subrogation prohibition rule to be exposed to exception. For insurer to gain subrogation oriented regress right, both Turkish and Azerbaijan law system, there have to be two conditions, and this requirement has been composed by Legislator. Fırst condition is ?insurer`s payment of insurance compensation to loss responsible? and other condition is ?insured has a law suit right to the third side that caused loss?. Notwithstanding, in doctrine and application up to the widely known idea, for existing insurer`s regress right based on subrogation, two conditions that composed in law should be and at the same time, there should be one more requirement: ?between insurer and insured there should be valid legal affair?. It is apparent that, insured`s paying insurance instead of insurer and then insured will want to use his/her regress right towards responsible. Because of this reason, both in Azerbaijan and in Turkish law system, insured`s subrogation related rights arranged by law that they should respond in ?to secure? and ?not to violate?. Insurer that makes compensation ocular and pecuniary and takes the place of insured, then this insurer will possess the insured?s legal status, and and as a result, loss responsible that possess advocacy instruments against insured and will be able to express against to insurer, both in Turkish and Azerbaijan law system.
2008-01-01T00:00:00ZAvrupa Birliği ve Türk Hukukunda avukatlık ortaklığı
http://hdl.handle.net/123456789/9766
Avrupa Birliği ve Türk Hukukunda avukatlık ortaklığı
Peker, Ömer Lütfi
Mesleğini ortaklık kurarak yürütebilmek bir avukat için de temel bir insan hakkı sayılmalıdır. Usul hukukunun amaçlarını olumlu etkileyen bu hakkın kullanılması için hukuk düzeni olanak sağlamalıdır. Tüzel kişilik şeklinde ?Avukatlık Ortaklığı? Türk Hukukuna, Avukatlık Kanununda 2001 yılında 4667 Sayılı Kanunla yapılan değişiklikle girmiştir. Bu düzenlemeyle getirilen ve daha çok şahıs şirketine benzeyen, kendine özgü ortaklık tipine uygun olarak, az sayıda avukatlık ortaklığı kurulmuştur. Gerek ABD'nde, gerekse AB ülkelerinde avukatlar, sermaye şirketi şeklinde şirketleşebilmektedir. Sermaye şirketi şeklinde kurumsallaşmanın ise, daha çok rekabet edebilme olanağı sağladığı görülmektedir. Avrupa avukatlık meslek kuralları, ABD avukatlık kuralları karşısında değişime uğramaktadır. Günün değişen koşulları karşısında Türk avukatlık meslek kurallarında değişiklik ihtiyacı kendisini yoğun bir şekilde hissettirmektedir. Avukatlar avukatlığın amacı ve niteliklerine uygun olarak sermaye şirketi şeklinde avukatlık ortaklığı kurabilmelidir. ?AB ve Türk Hukukunda Avukatlık Ortaklığı? konulu doktora tezimizde, ?Avukatlık Ortaklığı?, AB Hukuku ve AB üyesi ülkelerin uygulamalarıyla karşılaştırmalar yapılarak incelenmiş, konuyla ilgili alternatif öneriler geliştirilmeye çalışılmıştır.; Being able to carry on his occupation by forming a partnership should be considered a basic human right for a lawyer. Legal system should make the usage of this right possible, which has a positive impact on the aims of procedural law. ?Lawyers? Partnership? in the form of a legal entity was introduced in Turkish law with the amendment brought by the Law Number 4667 in the Attorneyship Act in 2001. Few law firms which were introduced by this regulation and resembles mostly a partnership company were established in accordance with partnership type which peculiar to its own. In the world, the US lawyers and the lawyers from member states of the European Union compete with each other. Lawyers both in the U.S. and in the EU member states can form corporations having the form of business partnerships. It has been observed that such institutionalization provides a competitive advantage. European codes of conduct are continuously changing in parallel with those of the U.S. Bearing in mind the fact of ever-changing circumstances of the life, the need for change in Turkish attorneyship legislation is deeply felt. Lawyers, in accordance with the ?raison d?être? of the profession and the qualifications needed thereof, should be able to form business partnerships. In my doctoral dissertation titled ?Lawyers? partnership in the EU and Turkish Law?, I tried to come up with alternative proposals about the subject by analysing ?Lawyers? Partnership? and comparing it with not only the EU Law, but also the national applications in the EU member states.
2007-01-01T00:00:00ZSosyal güvenlik hukukunda genel sağlık sigortası
http://hdl.handle.net/123456789/9336
Sosyal güvenlik hukukunda genel sağlık sigortası
Bostancı, Yalçın
Sosyal Güvenlik Hukukunda Genel Sağlık Sigortası Sosyal güvenlik, en genel anlamıyla belirli sosyal risklerin yol açabileceği gelir kayıpları ve gider artışlarına karşı kişilerin korunarak güvenliklerinin sağlanmasıdır. Sosyal güvenlik anlayışında yaşanan gelişmeler sonucunda, sosyal güvenliğin anayasal bir hak olması, toplumun bütününe belirli sosyal ve ekonomik risklere karşı güvence sağlaması ve kamu kurumları aracılığıyla yerine getirilmesi anlayışı egemen olmuştur. Hastalık sigortasının sosyal güvenlik rejiminde önemli bir rolü vardır. Hastalıkların önlenmesi ve kişilere tedavi imkanı sağlanması sağlık politikasının temel unsurudur. Uzun zamandır tartışılan Genel sağlık sigortası sistemi sosyal güvenlik reformu çerçevesinde ülkemizde uygulanmak istenmektedir. 5510 sayılı ?Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu? ile sağlık hizmetlerini, Türkiye'de yaşayan herkesi kapsayacak biçimde eşit ve tek bir yapıya kavuşturmak öngörülmüştür. Genel sağlık sigortasının temel amacı ülkenin tüm nüfusuna adil, herkesin ulaşılabileceği, daha geniş kapsamlı sağlık hizmetlerini sunmak olarak belirlenmiştir.; General Health Insurance In The Law of Social Security In its broadest meaning, social security is ensuring the security of people by protecting them against revenue losses or increases in expenditures which may result from certain social risks. After the development of understanding of the social security, to be a constitutional right, to provide a security against basic social and economic risks to the whole public, and to provide by public institutions of social security understanding were effective. Health insurance has a base role in the regime of social security. To avoid illnesses and to provide means for treatments are the fundamentals of the health policy. The General Health Insurance System, which is discussed for a long time, is desired to be implemented with the reform of social security in our country. The main objective of the General Health Insurance is to provide equal health services to every citizen, which are easily accessible and covering a wider scope.
2007-01-01T00:00:00Z