2018, Sayı 43
http://hdl.handle.net/123456789/14001
2024-03-28T16:13:12ZCemil Meriç’e göre milliyetçilik ve birlikte yaşam
http://hdl.handle.net/123456789/14065
Cemil Meriç’e göre milliyetçilik ve birlikte yaşam
Küçükşen, Kübra
İslâm dünyasını 19. yüzyıldan bu yana etkileyen, Cumhuriyet Türkiye’sinin de ideolojik temelini oluşturan bir kavram olarak milliyetçilik, her toplumun kendi özgün koşullarına göre biçimlenen bir düşünce tarzı olmuş, millet kavramına verilen anlama göre de sosyal bilim literatüründe farklı yorumlanmıştır. Kendisini “hayatını Türk irfanına adayan münzevi bir fikir işçisi” olarak tanıtan Cemil Meriç’e göre adeta bir din gibi toplumları etkisine alan milliyetçilik, “dar ve gerici bir şovenizmden, evrenselliğe açık, liberal ve ilerici bir yönelişe kadar, bir çok eğilimi kucaklayan esnek bir mefhum” dur ve günümüzdeki kavgaların da sorumlusudur. Küreselleşme süreciyle birlikte yaşanan iletişim teknolojilerindeki hızlı gelişme ile, uluslar arası fiziki sınırlar anlamını yitirmiş, on dokuzuncu yüzyılda zirve yapan milliyetçilik akımlarının toplumlarda gücünü ve etkisini yitireceği beklentilerine yol açmıştı. Her ne kadar küreselleşme teorisyenlerinin öngörülerinin bir kısmı gerçekleşse de milliyetçilik söz konusu olduğunda bu beklentilerin boşa çıktığı, tüm toplumlarda milliyetçiliğin bir üst değer ve erdem olarak kabul edildiği görülmektedir. Bu çalışmada Cemil Meriç’in milliyetçilik ve birlikte yaşam düşüncesinin araştırılması amaçlanmıştır. Bu bağlamda tefekkür dünyasında, fikri gelişme aşamaları olarak da kabul edilebilecek sosyalizmden milliyetçiliğe, Osmanlıcılıktan İslamcılığa bir seyir izleyen Cemil Meriç’in, milliyetçilik ideolojisi ile ilgili düşünceleri, yayınlanmış eserlerinin tümü ve vefatından sonra Meriç’le ilgili yayınlanmış eserler incelenerek anlaşılmaya çalışılacaktır. Yerel, bölgesel ve küresel düzeyde yaşadığımız kaos ve çatışmada, “Milliyetçilik İdeolojisi”nin rolünün Cemil Meriç perspektifinden analiz edilmesinin, birlikte yaşamın kodlarını keşfetme ve içinde bulunduğumuz süreci daha iyi anlamamıza katkı sağlayacağı düşünülmektedir.; As a concept that has been influencing Islamic world since 19th century and forming ideological
basis of Republic of Turkey, nationalism has become a style of thinking formed according to
conditions specific to each society and has been interpreted in different ways in social sciences
literature as per the meaning given to the concept of nation. According to Cemil Meriç who defines
himself as a hermit worker of thought devoted his life to Turkish culture, affecting societies nearly as a
religion, “nationalism is a flexible notion embracing various tendencies from narrow and reactionary
chauvinism to progressive and liberal orientation open to universality” and responsible for the fights
in our day. The international physical borders have lost their meaning the globalization process and the
rapid development of communication technologies, and have led to anticipation that the nationalist
movements that peaked in the nineteenth century will lose their power and influence in society.
Although some of the predictions of globalization theorists have been realized, it seems that these
expectations have been wasted when it comes to nationalism, and it is seen that in all societies
nationalism is regarded as a superior value and virtue. In this study, nationalism and nation-state thinking of Cemil Meriç are aimed to be researched.
In this respect, thoughts of Cemil Meriç related to the ideology of nationalism which follows a course
from Ottomanism to Pan-Islamism and from socialism to nationalism which can be accepted as
intellectual progress phases in meditation world, all of his published works and his works written
down after his death will be studied and tried to be understood. It is considered that analysis of the
role of “Nationalism Ideology” from the perspective of Cemil Meriç will contribute to our
understanding about the process we live in and exploration of the codes of living together in the chaos
and conflicts that we experience in local, regional and global level.
URL: http://sutad.selcuk.edu.tr/sutad/article/view/1039
2018-01-01T00:00:00ZTransformation of secrecy and privacy: social media behavior of Turkish and Kyrgyz students
http://hdl.handle.net/123456789/14064
Transformation of secrecy and privacy: social media behavior of Turkish and Kyrgyz students
Çavuş, Selahattin; Akman, Erdoğan; Ayhan, Bünyamin
In this study, an effort will be made to show how social network users manage the issue of personal secrecy and privacy, how they view the matter of others’ personal secrecy and privacy, and especially the issue of one’s privacy being learned by someone else with the help of social networks in the digitalizing society. In the study, a survey was used as the data collection tool based on the quantitative approach. Survey questions consisted of the measures of individuals’ social networking behaviors and attitudes, the demographics category, and the level of privacy and secrecy scale. The data obtained from participating university students in Kyrgyzstan and Turkey were analyzed statistically. Accordingly, the biggest sources of anxiety for students on the Internet were viruses, identity theft and hackers. Females’ level of anxiety and concern in social media was higher than that of male students. Turkish students were observed to pay more respect for personal information, legal privacy and security of Internet sites on social media platforms than Kyrgyz students. In terms of privacy behavior, Turkish students were found to be more open than Kyrgyz students. On the other hand, Kyrgyz students tended to hide their true identity more in social media.; Bu çalışmada, dijitalleşen toplumda sosyal ağlarla birlikte kişinin özelinin öteki tarafından
öğrenilmesi başta olmak üzere, sosyal ağ kullanıcılarının bireysel gizlilik ve mahremiyet durumunu
nasıl yönettikleri ve öteki üzerinde gizlilik ve mahremiyet olgusuna nasıl baktıkları ortaya konmaya
çalışılmaktadır. Çalışmada, nicel yaklaşımdan hareketle veri toplama aracı olarak anket
kullanılmaktadır. Anket soruları, bireylerin sosyal ağ kullanım davranışları ve tutumları, bilgi
kategorisi ve gizlilikle birlikte mahremiyet durum ölçeğinden oluşmaktadır. Kırgızistan ve Türkiye’de
katılımcı üniversite öğrencilerinden elde edilen veriler, istatistiki olarak analiz edilmiştir. Buna göre
öğrencilerin internet ortamındaki en büyük endişe kaynağı virüsler, kimlik hırsızlığı ve bilgisayar
korsanlarıdır. Kız öğrencilerin sosyal medyadaki endişe ve kaygı düzeyi erkek öğrencilerden daha
yüksektir. Türk öğrencilerin sosyal medya platformlarında kişisel bilgilere saygı, yasal gizlilik ve
internet sitelerinin güvenliğine Kırgız öğrencilerden daha fazla önem verdiği görülmektedir.
Mahremiyet davranışı açısından Türk öğrencilerin Kırgız öğrencilere göre daha açık olduğu
bulgulanmıştır. Diğer taraftan Kırgız öğrenciler sosyal medyada gerçek kimliğini daha fazla saklama
eğilimi göstermişlerdir.
URL: http://sutad.selcuk.edu.tr/sutad/article/view/1085
2018-01-01T00:00:00ZAnıtsal Türk mimarlık örneklerinden Deveci Han’ın yeniden işlevlendirilmesi
http://hdl.handle.net/123456789/14063
Anıtsal Türk mimarlık örneklerinden Deveci Han’ın yeniden işlevlendirilmesi
Pehlivan, Gamze Fahriye
Han, hamam, kervansaray, zaviye, medrese gibi birçok kültürel mirasın işlevsel açıdan eskimesinin ya da işlevsiz kalmasının sonucunda zamanla terk edildiği ve ardından yok olma sürecine girdiği bilinmektedir. Cami, bedesten, çarşı gibi tarihi yapıların ise geçmişten günümüze kadar işlevsel sürekliliği sağlayarak günümüze kadar ulaşması ise işlevin önemi noktasında dikkat çekicidir. Bu çalışmanın amacı, korunması gerekli kültür varlıklarının işlevsiz kalıp zamanla yıkılmasına karşı önlem almak için “yeniden işlevlendirme” yöntemini sunmaktır. Aynı zamanda yeniden işlevlendirmenin sağladığı yararlara ve neden olabileceği olumsuzluklara değinmek hedeflenmektedir. Bu kapsamda, Edirne Deveci Han örneği ele alınmış olup öncelikle Deveci Han’a yönelik genel bir tanımlama yapılmış, ardından hanın mimari özellikleri anlatılmıştır. Daha sonra hana verilen yeni işlevin olumlu ve olumsuz yönleri analiz edilerek yeni işlevin değerlendirmesi yapılmıştır. Buna göre yeniden işlevlendirme projesinin kabul edilebilir olumsuzlukları olmasına rağmen genel olarak başarılı olduğu sonucuna varılmıştır.; It is known that many cultural heritages such as inns, hammams, caravanserais, zawiyas, madrasahs have been abandoned and entered the process of demolition in time as a result of their functional obsolescence and non-functional. Historical buildings such as mosques, bedestens, bazaars are remarkable in a way that they reach from past to present by providing functional continuity. The aim of this study is to present a "re-using" method to take a precaution against non-functioning and the demolition of cultural heritage needing preservation. In addition, it is aimed to mention the benefits and the potential negative consequences of re-using. In this context, the example of Edirne Deveci Inn is examined, and firstly Deveci Inn is described with its general characteristics and the architectural characteristics of the inn are described. Then, the advantages and disadvantages of its new function are analysed and the new function is evaluated. As a conclusion, although the re-using project has acceptable negative effects, it is seen to be generally successful.
URL: http://sutad.selcuk.edu.tr/sutad/article/view/1055
2018-01-01T00:00:00ZOğuzların Kayı boyu damgasının Anadolu Türk mimari süslemesinde motif olarak kullanılması üzerine
http://hdl.handle.net/123456789/14062
Oğuzların Kayı boyu damgasının Anadolu Türk mimari süslemesinde motif olarak kullanılması üzerine
Duran, Remzi; Baş, Ali
Türkler tarih sahnesine çıktıkları dönemden itibaren, hayvanlarına, kulanım eşyalarına ve inşa ettikleri küçük veya büyük mimari eserlere ait olduklarını düşündükleri boylarının damgalarını vurmayı gelenek haline getirmişlerdir. Anadolu’nun fethinde rol alan Türk boyları, fethettikleri yerlere de çoğunlukla kendi boy adlarını vermişlerdir. Bu boyların en etkili olanlarından biri de Kayı boyudur. Kayı boyu damgasının sadece damga olarak değil damga-motif olarak ta kullanıldığını görmekteyiz. Bu çalışma Selçuklu’dan Osmanlı’ya bu damganın mimaride damga-motif kullanımı üzerinedir.; Since the Turks took the stage of history, they have made it a tradition to mark the tamgas of their tribes of which they belonged to on their animals, on the things they used and on the small or big architectural works they built. The Turkic tribes that had a part in the conquest of Anatolia, mostly gave the name of their own tribes to the places they conquered as well. One of the most effective of these tribes was the tribe Kayı. We see that the tamga of the tribe Kayı was used not only as tamga but also as tamga-motif. This study is upon the use of this tamga as tamga-motif in architecture from the Seljuks to the Ottomans.
URL: http://sutad.selcuk.edu.tr/sutad/article/view/1157
2018-01-01T00:00:00Z