2008, Cilt 5, Sayı 2
http://hdl.handle.net/123456789/11317
2024-03-28T12:17:50Z22 Temmuz 2007 genel seçimlerinde siyasal partilerin internet sitelerine bir bakış
http://hdl.handle.net/123456789/12587
22 Temmuz 2007 genel seçimlerinde siyasal partilerin internet sitelerine bir bakış
Toruk, İbrahim
İnternet 1990’lı yılarla birlikte toplumsal hayatta yerini almaya başlamış ve günümüzün en önemli
iletişim etkinliği durumuna gelmiştir. İnternet, sürekli gelişen içerik zenginliği, ve tekniğinin yanı
sıra sayısal olarak yaygınlaşmasıyla birlikte kullanım alanı genişlemiş ve 1990’lı yılların ikinci
yarısından itibaren siyasal iletişim alanında da kullanılmaya başlamıştır.
Bu çalışmada internetin günümüzde ulaştığı teknik, içerik ve sayısal boyutlarının yanı sıra tarihsel
süreçte özellikle de siyasal iletişim alanda yaşadığı gelişmeler incelenmiştir. Çalışmanın araştırma
kısmında ise 2007 yılının yaz aylarında yapılan seçimlerde partilerin hazırladıkları internet
sayfalarının metinsel ve teknik içeriği üzerinde durulmuş, siteler belirli kriterler üzerinden değerlendirilmiştir.
Yapılan analizlerde siyasal parti internet siteleri arasında önemli farklılıkların
olduğu tespit edilmiştir.; The Internet began to spread in society in the 90’ies and became one of the most important communication
activities. With the continuous expanding wealth of the content and the availability of
the ever developing digital technologies and innovations, from the second half of the 90’ies on, it
began to be used actively in political communications.
This work begins with the study of the historical development process and the sate of growth of the
technical, content, and size sides of the Internet, to further focus particularly on the development
of political communication uses. In the investigative part of the study, the internet pages prepared
by the political parties for the summer elections of 2007 have been content analyzed in regard of
textual and technical aspects according to specific criteria. As a result, it has been found that
important differences existed between the various party sites.
Url: http://josc.selcuk.edu.tr/article/view/1075000193
2008-01-01T00:00:00ZKendi-öteki iletişimi ve etnomerkezcilik
http://hdl.handle.net/123456789/12586
Kendi-öteki iletişimi ve etnomerkezcilik
Mora, Necla
Batı’ya hükümran özne konumunu sağlayan söylemsel dinamikler ve Batı’nın ötekinden dolayımla
kendini, kendisine ve dışarıya kültürel olarak nasıl temsil ettiği, kendi/öteki, içerisi/dışarısı, ait
olan/ait olmayan ayrımcılığıyla, ötekini, dışarısını, ait olmayanı tehdit olarak görmesi ve göstermesiyle,
ayırıcı ölçütlere göre belirlemesiyle ve basmakalıplaştırmasıyla tanımlanmaktadır.
Orta Çağ’da içeriye veya dışarıya ait olma, din tarafından düzenlenmiştir. Endüstrileşme ve kolonicilik
çağında ise, ırk ayrımcılığı belirleyici olmuştur. 19. ve 20. yüzyılda, içerisi/dışarısı ayrımında
halk/ulus kavramı öne geçmiştir. 20. yüzyılın sonunda modern devletler kendi ve yabancı
arasındaki ayrımı kültürel farklılıklara dayandırmışlardır. 21. yüzyılda ise, halklar arasındaki en
önemli farklılıklar artık ideolojik, politik ya da ekonomik değil, dinlerin belirlediği kültürel farklılıklardır.
Emperyalist amaçlarını sürdürmek isteyen kapitalist zihniyet, Hıristiyan Batı’ya, Müslüman
Doğu’yu tehdit olarak işaret etmekte ve yeni çıkarları için meşru bir zemin sağlamaya yönelik
planlarını uygulamaktadır.
Küresel haber medyası, ötekini, dışarıdakini, ait olmayanın imajını sürekli çatışma ve kalabalık
kitleler halinde, tehdit unsuru olarak algılatacak imgeyi oluşturacak şekilde temsil ederek, potansiyel
tehlike olarak göstermektedir. Böylece dünyayı tekrar iki kutupluluğa iterek, küresel medya
propagandası ile Hıristiyan-Batı/Müslüman-Doğu ayrımcılığını inşa etmekte ve emperyalist amaçlarını
meşrulaştırmak için küresel kamuoyu oluşturmaya çalışmaktadır.; The discourse dynamics, which provide the West the position of being the sovereign subject and
West’s cultural representation to itself and outwards through the medium of the other. The discrimination
of the self/other, inward/outward, belonging/not belonging and by seeing and showing
the other as menacing, it is defined as determining according to the distinctive criterion and becoming
stereotype.
In the medieval age to belong inwards or outwards had been a religious subject matter. On the
other hand in the age of industrialism and colonialism it was a subject matter of racial discrimination.
In 19th and 20th centuries in the discrimination of inside/outside, nation concepts gains importance
and at the end of the 20th century modern states make the discrimination between nation
no longer ideological, political or economic but the cultural differences determined by religions.
The capitalist mentality, which wants to continue its imperialist causes, points the Muslim East as
a threat to the Christian West and tries to provide a legitimate ground for its new interests.
The Global news media demonstrate the image of the other, outsider, not belonging as a potential
threat by representing their conflicts and problematic crowded masses. Therefore, by impelling the
world two poled again, they try to build the discrimination of Christian West and Muslim East by
global mass media propaganda and to legalize their imperialist causes they try to manufacture
public opinion.
Url: http://josc.selcuk.edu.tr/article/view/1075000192
2008-01-01T00:00:00ZGörsel-işitsel iletişim alanının düzenlenmesinde yeni eğilimler ve RTÜK
http://hdl.handle.net/123456789/12585
Görsel-işitsel iletişim alanının düzenlenmesinde yeni eğilimler ve RTÜK
Işık, Metin
İletişim alanının nasıl ve ne şekilde düzenleneceği konusu sürekli tartışılan konulardan biridir.
Günümüzde gelişmiş liberal-demokrat ülkelerdeki düzenlemelere bakıldığında, yazılı basın ve
görsel-işitsel alanların ayrı düzenlemelere tabi tutulduğu görülmektedir. Nitekim yazılı basın alanında
serbestlik ilkesi uygulanırken; görsel-işitsel alanın düzenlenmesinde ise bağımsız düzenleyici
kurullar oluşturulması yoluna gidilmektedir. FCC, OFCOM, CSA ve RTÜK gibi kurumlar bunun
doğal sonuçları olarak ortaya çıkmıştır. Bu çalışma kapsamında son dönemlerde görsel-işitsel
alanda yaşanan değişim ve dönüşümler ele alınmıştır.; The regulation of the communication area has always been a topic of continuous dispute. A look at
the regulations made in today’s developed liberal-democratic countries shows that the press and
the audio-visual areas are regulated separately. Indeed, as at the regulation of the press freedom
is the rule, for the regulation of the audio-visual area are independent regulative committees
formed. Organisations like the FCC, OFCOM, CSA and RTÜK have evolved as an outcome of this
process. This study explores the changes and developments that have taken place in the audiovisual
area in recent times.
Url: http://josc.selcuk.edu.tr/article/view/1075000191
2008-01-01T00:00:00ZSembolik/retoriksel bir eylem olarak dil’in anlam inşasındaki aracılık işlevi
http://hdl.handle.net/123456789/12584
Sembolik/retoriksel bir eylem olarak dil’in anlam inşasındaki aracılık işlevi
Çebi, Murat Sadullah
Bu çalışma, Kenneth Burke’nin iletişim esnasındaki güdüleri açıklayan sembolik eylem/
dramatizasyon kuramı çerçevesinde dilin anlam inşasındaki aracılık işlevini incelemektedir.
Sembolik eylem kuramı dili, belirli bir durum karşısında bir nedene bağlanabilen, koşullara uygun
gerçekleştirilen bir eylem biçimi olarak kabul eder. Dil gerçekliğin nesnel olarak algılandığı,
durumların tanımlandığı tarafsız, saydam bir ayna olmaktan çok, bir eylem formu, sembolik bir
eylem biçimidir. İnsanlar, dünyayı rasyonalize etmek ve anlamak için olduğu kadar birbirleriyle
iletişim kurmak için de dili kullanırlar. Bu nedenle dil, tasarladığımız ve algıladığımız hakikati
inşa eder. Sembolik eylem, dil oyunlarını sarmalayan dilsel pratiklere durum tanımlaması üzerinden
anlam vermek, bu anlamlar temelinde amaç, araç ve sonuçlarını gözeterek karşı dil oyunları
üzerinden dil pratikleri sergilemektir. Sembolik eylem kuramı insanın güdülerine dayalı simgeselliğini
gösteren eylem ile dürtü ve içgüdülerine bağlı hayvansallığını yansıtan hareket arasında
kesin bir ayrım yapar. İnsanı sembol inşa eden ve kullanan bir varlık olarak tanımlar. Bu yaklaşıma
göre insan; sembolik düşünür, yorumlar ve eylemler gerçekleştirir. Semboller, anlamlandırma
araçları olarak gerçekliğin tanımlanması ve inşasında çok önemli bir işlev üstlenirler. Sembolik
eylem kuramına göre dil, aynı zamanda retoriksel bir eylem biçimidir. Çünkü bütün sembolik
eylemler, kendilerine özgü bir retorikle gerçekleştirilir. Burke retoriği tutumları biçimlendirmek ve
eylemleri etkilemek amacıyla dilin kullanımı olarak tanımlar. Burke için dil insanların dünyaya
inceleme ve anlama tarzı, retorik ise insanların birbirleriyle iletişim kurma tarzını anlatır. Sembolik
eylemlerin retoriği, iknadan çok özdeşlik oluşturmaya odaklanır. Özdeşleşme, dil pratikleri
gerçekleştiren ve bu pratikleri anlamlandırmaya çalışan kişiler arasındaki ortak buluşma zeminidir.
Özdeşleşme olmadan ikna olmaz. Sembolik eylemlerin retoriği dramatizasyon olarak adlandırılan
beş aşamalı bir çözümleme yöntemiyle okunur. Burke; eylem, sahne, aktör, araç ve amaç’tan
oluşan bu beş unsurun her iletişim durumunda bulunduğunu ileri sürer.; This article analyzes mediating function of language in meaning construction according to the
symbolic action theory of Kenneth Burke called as dramatism, which isolates motive in communication.
According to symbolic action theory language is a strategic, motivated response to a specific
situation. It views language as a form of action or as a mode of symbolic action rather than a
impartial mirror through which events are objectively perceived, situations are defined. Humans
have invented language to rationalize and understand the world, as well as to communicate with
each other. Hence language constructs our truth. Symbolic action theory distinguishes clearly
action from motion. Action is the symbolic side of human beings, which bases on human motives.
On the other hand motion reflects the animal side of human beings, which bases on instincts and
drives. Action means give meaning to language practices in language games, playing counter
language acts based on this meanings, keeping in mind purposes, agencies and consequences of
linguistically realized symbolic actions. Symbolic action theory defines the human as symbol-using
animal. Humans imagine, give meaning and act symbolically. Symbols are instruments of meaning
construction, which play an important role in the definition and construction of reality. Language
is also a form of rhetoric. Because all symbolic actions are realized through a partical rherotic. Burke defined rhetoric as the use of language to form attitudes and influence action. For Burke,
language is how humans view and understand the world, and rhetoric is how we communicate
with each other. Rhetoric of symbolic actions must be focused on identification rather than persuasion.
Identification is the common ground that exists between the speaker and audience. Without
identification there is no persuasion. Burke’s symbolic action theory involves the idea of
dramatism, or more specifically, the dramatistic pentad, through which rhetoric of symbolic actions
is analyzed. The five elements of the dramatistic pentad (act, scene, agent, agency, purpose),
Burke argues, are present in every communication situation.
Url: http://josc.selcuk.edu.tr/article/view/1075000190
2008-01-01T00:00:00Z