2014, Sayı 31
http://hdl.handle.net/123456789/11143
2024-03-28T20:24:07ZRus dilinde sözcük içi karşıt anlamlılık (enantiosemiya)
http://hdl.handle.net/123456789/11230
Rus dilinde sözcük içi karşıt anlamlılık (enantiosemiya)
Uluoğlu, Murat
Dilde enantiosemiya olarak adlandırılan karmasık ve ilginç bir durum
vardır. Karsıt anlamların tek bir sözcük içindeki bilesimini ifade eden bu durum
sözcügün hem anlam hem de biçim özelliklerini kapsamaktadır. Böylece karsıt
anlamlılık, çok anlamlılık ve es sesliligin söz konusu oldugu karmasık bir yapı
ortaya çıkmaktadır. Enantiosemiya, her ne kadar adı geçen sözcüksel–anlamsal
kategorilerle iliskilendirilse de kavramsal temellerinin tam anlamıyla
belirlenebilmesi için bagımsız bir kategori içinde degerlendirilmesi gerekmektedir.
Günümüzde enantiosemiya olgusu birçok yönden tartısmalı bir konudur.
Enantiosemiya, ortaya çıkıs nedenlerinin yanı sıra olusum yöntemleriyle de ilginç
bir dil olgusudur. Sözcügün kendi içinde karsıt anlam yüklenmesi, dilin sınırsız
üretme gücünün güzel bir örnegi olarak karsımıza çıkmaktadır.; There is a complex and peculiar situation in language called enantiosemy
(antiphrasis). This situation, which signified the union of opposite meaning in a
single word, covers the qualities of both meaning and structure. Therefore appears
a complex structure of antonymy, polysemy and synonymy. Although
enantiosemy can be related to the above named categories, it has to be evaluated
in an independent category in order to be truly identified in its conceptual bases.
Today the concept of enantiosemy is a debatable issue beside its reasons of
emergence, it is itself an interesting linguistic phenomenon. The words having
antonyms with in itself appears in front of us as a noteworthy example of the
infinite productivity of the language.
URL:http://sefad.selcuk.edu.tr/sefad/article/view/24
2014-01-01T00:00:00Z"Nesefî Akâidi"nin Ali Şîr Nevâî'ye isnat edilen manzûm bir tercümesi
http://hdl.handle.net/123456789/11229
"Nesefî Akâidi"nin Ali Şîr Nevâî'ye isnat edilen manzûm bir tercümesi
Sevgi, Ahmet
Kelam, tefsir ve fıkıh âlimi Ömer-i Nesefî’nin (1069-1142) en meshur eseri
süphesiz “Akâid-i Nesefî”dir. Bu makalede söz konusu eserin Çagatay Türkçesiyle
yapılmıs Ali Sîr Nevâî’ye isnat edilen manzum bir tercümesi tanıtılarak “Nazm-ı Akâid”
adlı bu eserin Ali Sîr Nevâî’ye ait olup olamayacagı tartısılacaktır.; The most renowned work of Ömer-i Nesefî, the scholar of Kalam, Tafsir and
Fiqh, is without doubt “Akâid-i Nesefî”. In this essay, a poetical translation of the
before cited work in Çagatay Language, which is attributed to Ali Sîr Nawâî, will be
introduced and whether this work entitled “Nazm-ı Akâid” could belong to Ali Sîr
Nawâî or not will be discussed.
URL: http://sefad.selcuk.edu.tr/sefad/article/view/28
2014-01-01T00:00:00ZJapon atasözlerinde geçen bazı hayvan imgeleri üzerine tespitler
http://hdl.handle.net/123456789/11228
Japon atasözlerinde geçen bazı hayvan imgeleri üzerine tespitler
Akbay, Okan Haluk
Atasözleri, geçmisten günümüze aktarılan, uzun tecrübe ve gözlemlere
dayanılarak olusturulmus ve toplum tarafından benimsenmis, özlü ögütler veren
kalıplasmıs sözlerdir. Atasözleri, toplumun ortak tecrübe, duygu, düsünce, tutum,
davranıs, dünya görüsü, inanç ve kültür yapısını yansıtır.
Bu çalısma, Japon atasözlerinde hayvan imgelerinin nasıl geçtigini ve bu
imgelerin nasıl anlamlandırıldıgını genel hatlarıyla ortaya koymayı amaçlamaktadır.
Japon atasözlerinde, anlatıma canlılık ve güç kazandırmak için çesitli metaforlara
(benzetme ve aktarmalara) basvuruldugu görülmektedir. Atasözlerinde sıklıkla
kullanılan metaforlardan bir kısmını ise zoonimler (hayvan imgelerine dayanan
ifadeler) olusturmaktadır. Bu makalede, Japon atasözleri taranmıs; hayvan imgelerine
iliskin atasözleri derlenerek bu baglamda degerlendirilmeye çalısılmıstır.; Proverbs are rigid words which have been transferred from the past up to now,
formed based on long experience and observations and adopted by the society, have
given concise advices. Proverbs reflect the society’s common experience, feeling,
thought, attitude, behaviour, world view, belief and culture structure. That proverbs
have an attribution, remaining from experiences of old generations, which guides and
advises is one of primary specialities of them.
This study aims to reveal in which way the some animal images take place in
Japanese folklore with its general lines. In Japanese proverbs, it can be seen that
various metaphors are used to give expression vitality and strength. Many of the
metaphors which used in Japanese proverbs are the zoonyms (expressions based on
animal images). In this article, Japanese proverbs regarding the animal images were
collected and tried to be evaluated by collecting in certain titles.
URL: http://sefad.selcuk.edu.tr/sefad/article/view/25
2014-01-01T00:00:00ZHint edebiyatında feminizm ve Amrita Pritam’ın Muskrahit Ka Phançi adlı öyküsünün incelenmesi
http://hdl.handle.net/123456789/11227
Hint edebiyatında feminizm ve Amrita Pritam’ın Muskrahit Ka Phançi adlı öyküsünün incelenmesi
Durgun, Recep
Batıda siyasi bir hareket olarak ortaya çıkan feminizm, zamanla edebiyatı da etkisi altına alır. Hak
arama arayısında olan kadınlar kendilerini en iyi ifade edebilecekleri alan olarak edebiyatı görürler.
1920’lerde Virginia Wolf ile baslayan edebiyatta feminist elestiri, 1960’lı yıllarda tüm dünyayı saran siyasi
hareketlerle zirve noktasına ulasır. Batıdaki gelismelere paralel olarak edebiyatta feminist elestiri Hindistan
edebiyatını da derinden etkiler. Ataerkil bir toplum olan Hindistanlı kadınların problemleri batıdaki
hemcinslerinin problemlerine oranla daha fazla çesitlilik arz eder. Hintli kadınların Sosyal hayatta haklarını
elde etme mücadelesinden öncelikle basa çıkmaları gereken bir kast sistemi ve katı gelenekler vardır. Yirminci
yüzyılın baslarında egitim görmeye baslayan Hindistanlı kadınlar, erkek egemen toplumlarındaki hak arayısı
çabalarını artırırlar. Sosyal hayatta kadın hakları konusunda yapılan düzenleme ve reformlar, kısa süre içinde
meyvesini vermis, kadınlar edebiyat dünyasında da kendilerini göstermeye baslar. Her ne kadar Hint ve Urdu
edebiyatında kadın haklarını savunan erkek yazarlar olsa, bu sorunların kadın gözüyle okuyucuya
aktarılmasının daha etkili olacagı asikârdır. Batı edebiyatlarında oldugu gibi Urdu ve Hint edebiyatında da
baslangıçta takma ya da erkek ismiyle yazın hayatına atılan kadınlar, zamanla kendilerine has bir yazın
gelenegi olusturmayı basarırlar. Elestirmenler tarafından edebiyatta feminist elestiri ‘yazar olarak kadına
yönelik’ ve ‘okur olarak kadına yönelik’ olmak üzere iki bölüme ayrılır. Biz bu çalısmamızda Hint edebiyatında
feminist edebiyat elestirisinin öncü yazarlarından biri olan Amrita Pritam’ın Muskrahit ka Phançi adlı
öyküsünü ‘yazar olarak kadına yönelik’ feminist edebiyat elestirisi kuramı baglamında incelemeye çalısacagız.; Having emerged as a political movement in the west, feminism also penetrated literature in time.
Women seeking to get their rights saw literature as a field where they could express themselves best. The
feminist criticism in literature, which began with Virginia Wolf in the 1920s, reached its culmination with
political movements that shook the whole world in the 1960s. In parallel to the developments in the west, the
feminist criticism in literature deeply affected the Indian literature. The problems experienced by women in
India, which was a patriarchal society, exhibited more variation than those experienced by their counterparts
in the west. Endeavoring to obtain their rights in social life, Indian women had before them the huge caste
system and rigid traditions to tackle. Indian women who began to receive education in the early 20th century
intensified efforts to seek rights in their male-dominated society. Regulations and reforms implemented in
social life with regard to women’s rights bore fruit soon and women began to exert themselves in the field of
literature, too. Although there were male writers in the Indian and Urdu literatures who defended women’s
rights, it was obvious that presenting these problems to the readers through the female eyes would be more
effective. Women in Indian and Urdu literatures who embarked on their literary careers under male
pseudonyms as in the western literatures managed to establish a literary tradition of their own in the course of
time. Feminist criticism in literature is divided into two by critics, namely ‘oriented to women as writers’ and
‘oriented to women as readers’. In this study, we will try to analyze a story by Amrita Pritam, one of the
forerunners of the feminist literary criticism in Indian literature, entitled Muskrahit ka Phanchi within the
context of the feminist literary criticism theory called ‘oriented to women as.
URL: http://sefad.selcuk.edu.tr/sefad/article/view/26
2014-01-01T00:00:00Z