Türkiyat Araştırmaları Dergisihttp://hdl.handle.net/123456789/2052024-03-28T10:08:50Z2024-03-28T10:08:50ZYıs (Yış?)/Yis/Yis/Yiş kelimesi ve akrabaları üzerineSertkaya, Osman Fikrihttp://hdl.handle.net/123456789/140942018-12-21T00:01:43Z2003-01-01T00:00:00ZYıs (Yış?)/Yis/Yis/Yiş kelimesi ve akrabaları üzerine
Sertkaya, Osman Fikri
Çağdaş Türk lehçelerinden Sahalar (Yakut) Türkçesinde sis, Hakas Türkçesinde çıs, Şor Türkçesinde çış, Kırgız Türkçesinde cış şeklinde geçen ve "orman" anlamında kullanılan kelime, aynı anlamda eski Türkçenin runik harfli metinlerinde de yis (yiş ?) [Y2S2; Y2YS2], yıs1 (yiş ? [Y2YS1] y2ış [Y2YŞ], yıs (yıS?) [Y1YS1] ve yıs (yış ?) [Y1YS1] şekillerinde görülmektedir. Kelimenin Çağdaş Türk lehçelerinde sis, çıs, çış, cış gibi şekillerde geçmesinin yanında Eski Türkçede de beş ayrı imlâ ile (a)ltun yis. altun y2ış, (a)ltun yıs, çogay y2ış, k(a)d(ı)rk(a)n y2ış, kögmen y2ış, kögmen yıs, sona y2ış, ötük(e)n y2ıs, öt(ü)k(e)n y2ış, öt(ü)k(e)n yıs gibi kullanılışlarda tespit edilmesi, "eğer bugün Çağdaş Türk lehçeleri varsa, dün de tarihi Türk lehçeleri vardı" sonucuna varmamızı sağlamaktadır.; This word which occurs in the contemporary Turkic dialectes such as sis in Sakha (Yakut) Turkish, çıs in Khakass Turkish, çış in Shor Turkish and cış in Kirghiz Turkish meaning "woods" we find the derivatives of the same word with the same meaning in the Turkic Ruric texts such as yis (yis ?) [Y2S2; Y2YS2], yıs1 (yış ?) [Y2YS1] y2ış [Y2YŞ], yıs (yıS?) [Y1YS1] and yıs (yış ?) [Y1YS1]. In addition to its derivatives in the contemporary Turkic dialects such as sis, çıs, çış and cış since it appears in Old Turkic in the following five spellings: (a)Itun yis, altun y2ış, (a)ltun yıs. çogay y2ış, k(a)d(ı)rk(a)n y2ış, kögmen y2ış, kögmen yıs, soya y2ış, ötük(e)n y2ıs, öt(ü)k(e)n y2ış, öt(ü)k(e)n yıs, we come to conclusion that "there must have been historical Turkic dialects, since there contemporary Turkic dialects".
URL: http://sutad.selcuk.edu.tr/sutad/article/view/202
2003-01-01T00:00:00ZXIX. yüzyılda Tırhala Sancağı’nın idari taksimatı ve yönetimiÇiftçioğlu, Ferdihttp://hdl.handle.net/123456789/140932018-12-21T00:01:42Z2018-01-01T00:00:00ZXIX. yüzyılda Tırhala Sancağı’nın idari taksimatı ve yönetimi
Çiftçioğlu, Ferdi
Tırhala sancağı, XIV. yüzyılın sonlarında Osmanlı hâkimiyetine girmiştir. Devletin Balkanlarda ilk fethettiği yerler arasında yer alan sancak, 1881 yılına kadar Osmanlı idari taksimatındaki yerini korumuştur. Kuruluşundan XIX. yüzyılın ortalarına kadar Rumeli Eyaletine bağlı statüsünü koruyan sancak, Tanzimat’ın ilanıyla birlikte Osmanlı taşrasında uygulanan idari değişikliklerin görüldüğü idari birimler arasında yer almıştır. Rumeli Eyaleti’nin küçültülüp küçük eyaletler teşkil edilmesi kararının ardından 1847 yılında Üsküp, Bosna, Yanya ve Selanik eyaletleri kurulmuştur. Sancak, bu eyaletlerden önce Selanik’e sonra Yanya’ya bağlı şekilde varlığını sürdürmüştür. Sancağın kendisi de kısa bir süre eyalet konumuna yükseltilmiş fakat 1871 Vilayet Nizamnamesiyle kesin olarak Yanya Vilayeti’ne bağlanmıştır. Ayrıca sancağın alt birimlerinde sürekli idari değişikliklerin yaşanması, Tanzimat’ın taşra yönetim uygulamalarının oturmadığını göstermiştir. IV. asırda durumunu muhafaza edebilen sancak, Tanzimat’ın ilanından sonra 1881 yılında Yunanistan’a terkine kadarki yaklaşık kırk senede birçok idari değişikliğin uygulandığı Osmanlı idari birimi olmuştur. Bu çalışma, Tanzimat’ın Osmanlı taşra yönetimine getirmiş olduğu yenilikleri ve değişiklikleri, Tırhala Sancağı üzerinden ortaya koymayı amaçlamıştır. Bu bağlamda sancağın geçirmiş olduğu idari değişiklikler ile yönetime yardımcı sancak meclislerinin görevleri üzerinde durulmuştur. Ayrıca sancağın tüm idari şemasının verilmesiyle araştırmacıların sancağı dönemin diğer sancakları ile karşılaştırabilmeleri amaçlanmıştır. Bütün bunların ötesinde, devletin Balkanlar üzerindeki taşra yönetim anlayışının diğer sancaklarından farklı olmadığını ortaya koymak çalışmanın temel amacını oluşturmuştur.; The sanjak of Trikala entered the Ottoman rule in the late XIV century. The sanjak, one of the initial conquests of the state in the Balkans, remained in the Ottoman administrative division until 1881. Sanjak, which has maintained its status as connected to province of Rumelia until the middle of the XIX century, was one of the administrative units in which administrative changes were applied in the Ottoman provinces with the declaration of Tanzimat. Provinces of Skopje, Bosnia, Ioannina and Thessaloniki were established in 1847 after the decision to shrink Rumelia and build small provinces. Sanjak was firstly connected to Thessaloniki and then to Ioannina. The sanjak itself was promoted to the province for a short while, but it certainly connected to the Province of Ioannina by the 1871 Provincial Regulation. In addition, continuous administrative changes in the sub-units of the sanjak showed that the provincial administration practices of the Tanzimat were not seated. The sanjak, which was able to maintain its status in the IV century, was an Ottoman administrative unit which had many administrative changes in for nearly forty years from the proclamation of the Tanzimat until the sanjak was left to Greece in 1881.
This study aims to reveal the innovations and changes brought by the Tanzimat to the Ottoman provincial administration through the Trikala Sanjak. In this context, the administrative changes of the sanjak and the duties of the sanjak councils that help the governance are emphasized. In addition, by giving the whole administrative scheme of the sanjak, it is aimed that the researchers can compare the sanjak of the period with the other sanjaks of the period. Beyond all this, the main purpose of the study is to show that the state is not different from the other sanjaks of the provincial administration understanding on the Balkans.
URL: http://sutad.selcuk.edu.tr/sutad/article/view/1275
2018-01-01T00:00:00ZGeç Osmanlı Dönemi kentsel mekanda batılılaşma etkileri: Konya Millet BahçesiÇelik, Filizhttp://hdl.handle.net/123456789/140922018-12-21T00:01:38Z2018-01-01T00:00:00ZGeç Osmanlı Dönemi kentsel mekanda batılılaşma etkileri: Konya Millet Bahçesi
Çelik, Filiz
Osmanlı İmparatorluğu’nda, Tanzimat Fermanı’ndan Cumhuriyete kadar olan, 1839-1923 yılları arasında yaşanan modernleşme sürecini yönlendiren batılılaşma hareketi, başta devletin yönetimi olmak üzere eğitim, siyaset, sosyal, kültür, ekonomi ve yerleşimlere kadar her alanda kendini göstermiştir. Batılaşmanın etkileri, merkez-çevre ilişkili olduğu için öncelikle İstanbul’da yoğun olarak ön plana çıkmış; ancak Anadolu’daki kentlerde farklı düzeylerde de olsa yansımaları görülmüştür. Kentlerde mimariden sokakların fiziki yapısına; kent formundan açık-yeşil alanlara kadar kentin bütününde etkili olan değişimler yaşanmıştır. Siyasi dönüşümlerin kent mekanı üzerindeki etkileriyle yeşil alanların işlevi ve formu değişime uğramış; bu değişim ve dönüşüm yeşil alanlarda görünürlük kazanmıştır. Toplumsal dinamiklerin kent mekanına yansıdığı batılılaşma sürecinde batı tarzında yeni yeşil alanlar düzenlenmiştir. Fransa’daki Halk Bahçelerinden esinlenerek halka açık park ve bahçeler yapılmış; başta İstanbul olmak üzere diğer Osmanlı kentlerinde de yer alan bu bahçelere “Millet Bahçesi” adı verilmiştir. Bu çalışmada; geç Osmanlı döneminde yeşil alanlarda değişim ve batılılaşma etkisi ile farklı kentlerde halkın kullanımına sunulan Millet Bahçesi hakkında açıklama yapılmış; Osmanlı döneminde Konya’nın kentsel özellikleri ve Konya Millet Bahçesi hakkında bilgi verilmiştir.; The westernization movement in Ottoman Empire from Tanzimat Edict to the Republic of Turkey, which led to the modernization process that took place between 1839 and 1923, has manifested itself in all fields from state administration to education, politics, social, culture, economy and settlements. Since the effects of westernization are related to the center-periphery, it first intensively became prominent in Istanbul. However the reflections at different levels in the cities of Anatolia were also observed. In the cities, effective changes were visible in whole city from architecture to the physical structure of streets, from city form to open green areas. With the effects of political transformations on urban space, the function and form of the green areas changed; this change and transformation gained visibility in green areas. In the westernization process in which the social dynamics are reflected in the urban space, new green areas were arranged in the western style. Public parks and gardens were built, inspired by the Folk Gardens in France; these gardens, which
were located in Istanbul and other Ottoman cities, were called “Nation Gardens”. In this study; an
explanation was made about Nation Gardens which was presented to the use of people in different
cities with the effect of change and westernization in green areas during the late Ottoman period; also
information was given about the urban features of Konya and the Konya Nation Garden during the
Ottoman period.
URL: http://sutad.selcuk.edu.tr/sutad/article/view/1193
2018-01-01T00:00:00ZYabancı ressamların (15. yüzyıl) tablolarında görülen Türk halılarında renklerAytaç, Ahmethttp://hdl.handle.net/123456789/140912018-12-21T00:02:29Z2018-01-01T00:00:00ZYabancı ressamların (15. yüzyıl) tablolarında görülen Türk halılarında renkler
Aytaç, Ahmet
Yabancıların Türk halılarına olan ilgisi yüzyıllardır bilinmektedir. Özellikle XV. yüzyıldan sonra Avrupalı ressamlar tablolarında Türk halısı tasvirlemişlerdir.
Tablolardaki renkler ile tasvirlenen halının renkleri arasında bir bağ olduğu düşünülmektedir. XV. ve XVI. yüzyılın başlarında resim yapmış Rönesans ressamlarının bir kısmının bazı tablolarında Türk halıları vardır. Bu halıların desen analizi ve halıdaki renklerle tablodaki diğer renkler arasındaki bağlantı bu araştırma ile tespit edilmeye çalışılmıştır.; The interest of foreigners to the Turkish state has been known for centuries. Especially XV. After the century, European painters have depicted Turkish carpets on their paintings.
It is thought that there is a connection between the colors in the tables and the colors of the depicted figure. XV. and XVI. Some paintings of Renaissance painters painting at the beginning of the century have Turkish paintings. The pattern analysis of these carpets and the connection between the colors in the carpet and the other colors in the table have been tried to be determined with this research.
URL: http://sutad.selcuk.edu.tr/sutad/article/view/1187
2018-01-01T00:00:00Z