SBE, Doktora, İktisat Koleksiyonuİktisat Anabilim Dalı'nda yapılan doktora tezleri bu koleksiyon altında listelenir.http://hdl.handle.net/123456789/1342024-03-29T02:24:37Z2024-03-29T02:24:37ZDoğrudan yabancı yatırımların temel belirleyicileri üzerine bir analiz: Türkiye örneğiÖzel, Bilalhttp://hdl.handle.net/123456789/144872019-02-06T00:02:44Z2018-01-01T00:00:00ZDoğrudan yabancı yatırımların temel belirleyicileri üzerine bir analiz: Türkiye örneği
Özel, Bilal
Bu tez, Türkiye'ye giriş yapan doğrudan yabancı sermaye yatırımları (DYSY)'nın temel belirleyicilerini tespit etme amacını taşımaktadır. Bu tespitin yapılabilmesi için literatürde kullanılan birçok veri 2002 - 2016 yılları arasında ele alınmış ve DYSY'nin temel belirleyicileri tespit edilmiştir. Bu çalışmada, literatürde Türkiye ekonomisi için daha önce kullanılmayan birçok değişken ilk kez inceleme konusu yapılmıştır. Ele alınan değişkenlerin sayısı ve kullanılan yöntem bakımından öncü bir çalışma olmakla birlikte bundan sonraki yıllarda verilerin çoğalması ile yapılabilecek ampirik uygulamalara öncü olabilecek nitelikte sonuçlara sahiptir. Çalışmada elde edilen sonuçlara göre kişi başına düşen gelir ile pozitif ve kuvvetli; ihracat, ithalat, GSYİH (ekonomik büyüme), dışa açıklık oranı, yolsuzluk kontrolü, söz hakkı ve hesap verilebilirlik ve siyasal istikrarsızlık değişkenleri ile pozitif ve orta derecede anlamlı bir ilişkinin varlığı ortaya konulmuştur. Negatif yönde anlamlı tek değişken ise enflasyon oranı olarak tespit edilmiştir.; This dissertation aims to identify the basic determinants of foreign direct investment (FDI) which entering Turkey. For this analysis, many data used in the literature before chosen and the main determinants of the FDI were determined between 2002 and 2016. In this study, many variables has been used previously untapped for Turkey's economy. It is a pioneering work in terms of the number of variables considered and the method used. It may be the pioneer on analysis about FDI in the following years with the increase of the data that can be used. There is a positive and strong relationship with income per capita according to the results obtained in the study. There is a positive and moderate correlation between exports, imports, GDP (economic growth), openness rate, corruption control, loyalty and accountability, and political instability. The only significant variable in the negative direction is the inflation rate.
2018-01-01T00:00:00Z18. yüzyılda Konya'nın mali yapısı ve merkez maliyesi ile ilişkisiKaya, Perihan Hazelhttp://hdl.handle.net/123456789/130872018-10-24T00:02:06Z2016-06-30T00:00:00Z18. yüzyılda Konya'nın mali yapısı ve merkez maliyesi ile ilişkisi
Kaya, Perihan Hazel
Osmanlı Devleti'nin taşra maliyesini konu edinen bu çalışmada, XVIII. yüzyıl özelinde merkez ve taşra arasındaki idari ve mali ilişkiler Konya Sancağı bağlamında ele alınmıştır. Konya, Osmanlı döneminde Karaman eyaletinin paşa sancağıdır. Eyalet merkezi olmasının yanı sıra Osmanlı'nın ticaret ağı içerisinde de önemli bir konumda bulunmaktadır. Konya bu yüzyılda, nüfusu, idari taksimatı, geniş esnaf grupları, vakıfları, tımar ve zeametleri, mukataaları, merkezi yönetimle olan ilişkileriyle ve bu bağlamda toplanan tımar ve zeamet gelirleri, avârız, nüzûl, sürsat, imdâd-î seferiye ve imdâd-î hazeriyye vb. olağan ve olağanüstü vergileriyle önemli bir yerleşim yeridir. Çalışmanın amacı, XVIII. yüzyılda Konya sancağı özelinde Osmanlı taşra maliye yapısını ve merkez maliyesi ile ilişkilerini incelemektir. Bu doğrultuda birincil elden çeşitli arşiv kaynaklarına ulaşılmaya çalışılmıştır. Bununla birlikte çalışmayı sınırlayan en önemli sorun arşiv kaynaklarında her yıla ait düzenli verilere ulaşılamamasıdır. Araştırmalar sonucunda, Osmanlı taşrasında merkezle eş zamanlı yürütülen idari ve mali reformların, XVIII. yüzyılda yaşanmış olan savaşlar ve bunun taşrada yol açtığı yolsuzluklar ve eşkiyalık faaliyetleri nedeniyle ve ayrıca kuraklık, kıtlık ve organizayon zayıflığı gibi etkenlerden dolayı taşrada istenilen karşılığı bulamadığı tespit edilmiştir. Özellikle girilen savaşlar ve birçoğunda alınan yenilgiler merkezi hazinenin gücünü iyice zayıflatmıştır. Bu durumun taşraya yansıması ise vergi oranlarının arttırılması ve yeni vergi türlerinin koyulması olmuştur. Konya sancağı özelinde halk her yıl miktarları arttırılan bu vergileri ödeme güçlüğü çekmiştir.; In this study which deals with The provincial finances of the Ottoman Empire, administrative and financial relations between the central and provincial is discussed in the context of Konya Sanjak in thr XVIII. century. Konya is the pahsa sanjak of Karaman province in Ottoman period. Konya is an important location in the Ottoman trade network as well as being central of province. Konya, with population, administrative division, large artisan group, foundations, vassalage and fief, mukataas, their relationship with the central government and in this context with collected vassalage and fief income and ordinary and extraordinary taxes, is an important settlement in this century. The aim of the study is to examineOttoman provincial finance structure and relations with the central finance in private of Konya in the XVIII. century. In this direct, firsthand the various archival sources are tried to obtain. However the most important problem limiting study is net to be obtained regular data each of year from archival resources. As a result of research administrative and financial reforms conducted with centre is not determined in returnin the Ottoman provincial due to war which took place in the XVIII. century and this causing corruptions and banditry activities in the provincial and also factors such as drought, famine and organizational weakness. Especially the wars and many defeats weakened the power of the central treasury quite. The reflection of this sitution to provincial is increasing of the tax rate and putting of new types of taxes. People have difficulty in repayment the increased amount of this tax every year in Konya sanjak.
2016-06-30T00:00:00ZSosyal sermayenin bölgesel kalkınmaya etkisi: Konya-Karaman örneğiBüyükilikmen, Ayten Yağmurhttp://hdl.handle.net/123456789/130792018-10-24T00:01:41Z2015-01-01T00:00:00ZSosyal sermayenin bölgesel kalkınmaya etkisi: Konya-Karaman örneği
Büyükilikmen, Ayten Yağmur
Soysal sermaye, sosyal ilişkilerin iktisadi faaliyetleri nasıl etkilediği ile ilgilenen bir kavramdır. Sosyal sermaye kavramı disiplinler arası bir özelliğe sahip olduğu için literatürde birçok tanımı bulunmaktadır. Sosyoloji, iktisat, işletme, siyaset bilimi disiplinlerinde sosyal sermaye kavramı ile ilgili birçok araştırma yapılmaktadır. Genel çerçevesi sosyal sermaye ile bölgesel kalkınma arasındaki ilişki olan bu tez çalışmasında Konya-Karaman bölgesinde faaliyet gösteren işletmelerin performanslarını belirleyen sosyal sermaye bileşenlerinin katkıları analiz edilmiştir. Araştırma kapsamında ele alınan sosyal sermaye modeli iki temel bileşenden oluşmaktadır. Bunlar; potansiyel ve fiili sosyal sermayedir .Sosyal sermayenin birinci bileşeni olan potansiyel sosyal sermayeyi oluşturan alt faktörler; güven, güvenilirlik, teşvik edici mekanizmalar ve kişilerin ağlara katılım faktörleridir. Sosyal sermayenin ikinci bileşeni olan fiili sosyal sermayeyi oluşturan alt faktörler ise işlem maliyetini azaltma, işbirliği, ortak eylemler ve sosyal ilişkilerin öğrenme olanakları üzerine etkisi faktörleridir. Anket katılımcılarının sosyal sermayelerini ölçmeye yarayan ve sosyal sermayenin alt bileşenlerini oluşturan değişkenler arasındaki ilişki analiz edilmiştir. Bağıntı sonuçları genel olarak değişkenler arasında anlamlı ve düşük dereceli bir ilişki olduğunu göstermektedir. Sosyal sermaye literatürde çoğunlukla "potansiyel" düzeyde ölçüme tabi tutulmaktadır. Araştırmacılar genellikle güven düzeylerini, normları ve ağ bağlantılarını ölçüt olarak almışlardır. Oysa bu çalışmada potansiyel sosyal sermaye ile fiili sosyal sermaye arasında bir ayrıma gidilerek, fiili sosyal sermayenin daha iyi bir ölçüt olabileceğine dair bazı ipuçlarına ulaşılmıştır. Çalışmamızda yapılan regresyon modeline göre performans üzerinde en çok fiili sosyal sermaye bileşenlerinin etkili olduğu söylenebilir.; Social capital is a concept that is interested in how the social relationships affect the economic activity. In this thesis study, the main framework of which is the relationship between social capital and regional development, the contributions of social capital components, which determines the performances of the enterprises in the region of Konya-Karaman, is analysed. The social capital model dealt in the scope of the study involves two main components. Those are potential and actual capitals. The sub-factors forming the potential social capital, which is the first component of social capital, are the factors of trust, trustworthiness, promoting mechanisms and participation of people in the networks. On the other hand, the sub-factors forming the actual social capital, which is the second component of social capital, are the factors of cost reduction, cooperation, collective actions and the effect of social relationship on learning. The correlation results indicate that, there are significant and low levelled relationships between the variables, in general. Social capital is frequently measured in terms of "potential", in the literature. The researchers generally take trust levels, norms and network connections as criterion. However, in this study, some clues regarding that the actual social capital could be a better criterion were found, through making a distinction between the potential social capital and actual social capital. According to the regression model of our study, it can be stated that; components of actual social capital are the most effective on performance.
2015-01-01T00:00:00ZKüreselleşme sürecinde gelişmekte olan ülkelerde uluslararası sermaye hareketleri ve makroekonomik etkileri: 2001-2006 Türkiye örneğiMangır, Fatihhttp://hdl.handle.net/123456789/98602018-03-28T00:02:30Z2008-01-01T00:00:00ZKüreselleşme sürecinde gelişmekte olan ülkelerde uluslararası sermaye hareketleri ve makroekonomik etkileri: 2001-2006 Türkiye örneği
Mangır, Fatih
1980 sonrası dönem gelişmekte olan ülkeler için dışa açık ekonomik politikaların uygulandığı ve büyümelerinin sürdürülmesi için uluslararası sermaye hareketlerinin önem kazandığı bir süreçtir. 1970'lerin sonunda yaşanan ekonomik, sosyal ve siyasal olumsuzluklar ve gelişmeler sonrası Türkiye'de ithal ikameci sanayileşme stratejisi terk edilmiştir. Türkiye ekonomisinin dış dünya ile liberalizasyonu 24 Ocak 1980'de uygulanan ekonomik reformla başlamıştır. 1989 yılında ise uluslararası sermaye hareketleri serbest bırakılmıştır. Ekonominin finansal kanallarını dış dünyaya entegre edebilmek ve düşük tasarruf sorununu çözebilmek adına ülkeye çekilen uluslararası sermaye, mali sektörü rahatlatmış ancak ülke ekonomisi dünyada meydana gelen gelişmelere oldukça duyarlı hale getirmiştir. Türkiye ekonomisinde uluslararası sermaye bolluğu içersinde yatırımcılar yüksek faiz düşük kur uygulamasından dolayı yüksek karlar elde etmişlerdir. Türkiye ekonomisi bu yapıdan etkilenerek 1990'lı yıllardan sonra finansal krizlerle karşı karşıya kalmıştır. 2001 sonrası uygulanan istikrar programı ile enflasyon ve bütçe dengelerindeki olumlu gelişmeler ve serbest kur politikaları bu kırılgan yapıyı nispeten azaltmış, sürdürülen istikrarlı büyüme sonrası uluslararası sermaye girişleri hız kazanmıştır. Bu çalışma da, uluslararası finansal liberalizasyon kapsamında gelişmekte olan ülkelerdeki liberalisazyon süreci ve uluslararası sermaye hareketlerinin makro ekonomik etkileri analiz edildikten sonra, Türkiye'de 2001?2006 yılları arasında uluslararası sermaye hareketlerinin makro ekonomik etkileri çoklu regresyon ve VAR ayrıştırması ile test edilmiştir.; Open macro economic policies have been practiced in developing countries and international capital flows have gained importance for sustainable growth of developing countries since 1980?s. Import-substitution policy has been abandoned due to the economical, social and political problems experienced at the end of 1970? years. Economic integration of Turkish economy with the rest of the world has been launched by implying economic reforms on 24 January 1980. International capital flows have been liberalized in 1989. International capital flows attracted into Turkish economy to integrate financial channels into the rest of the world and to resolve low-saving problems have led to relieve financial sector but make Turkish economy vulnerable to the changes in the world. Investors have gained high profit due to high interest rate and low exchange rate in abundance of international capital flows in Turkish economy. Turkish economy has been affected by this structure and experienced financial crisis after 1990?s. This structure has become relatively less vulnerable and more flexible because of the implementation of Transition to a Strong Economy Program in 2001 and positive progress in inflation and budget indicators. Rapid capital flows has also increased by means of the sustainable growth. In this study, liberalization processes in developing countries and macroeconomic effects of international capital flows have been analyzed in the framework of financial liberalization theory and then macroeconomic effects of international capital flows have been tested by using multiple regression and VAR decomposition.
2008-01-01T00:00:00Z