2018, Cilt 17, Sayı 2http://hdl.handle.net/123456789/131192024-03-28T19:31:07Z2024-03-28T19:31:07ZSon 15 sene içinde Türkiye’de meydana gelen depremlerde yığma binalarda meydana gelen hasarlar ve nedenleriDöndüren, Mahmud SamiKollu, Mahmut Samihttp://hdl.handle.net/123456789/131222019-09-20T12:55:00Z2018-01-01T00:00:00ZSon 15 sene içinde Türkiye’de meydana gelen depremlerde yığma binalarda meydana gelen hasarlar ve nedenleri
Döndüren, Mahmud Sami; Kollu, Mahmut Sami
Türkiye dünyanın en önemli deprem kuşaklarından birisi olan alp-himalaya
deprem kuşağında yer almaktadır. Ülke toprağının %66’sını kapsayan yüksek riskli
deprem bölgelerinde ülke nüfusunun %74.3’ü yaşamaktadır. En son 2000 yılında Devlet
İstatistik Enstitüsü tarafından yapılan bina sayımına göre ülkemizdeki binaların %48'i
iskelet, %51'i yığmadır. Günümüzde yığma yapı oranında düşüş olsa da özellikle kırsal
bölgelerde hâlâ önemli oranda yığma yapı mevcuttur. Türkiye, belirli periyotlarla
düzenleyip geliştirdiği ve depremin şiddetine bağlı olarak şiddetli depremlerde can
kaybının önlenmesi, orta ve hafif şiddetli depremlerde yapısal hasarların onarılabilir
olmasını sağlayacak bir yönetmeliği olmasına karşın hafif şiddetli depremlerde bile
büyük can kayıpları yaşamaktadır. En son meydana gelen depremlerden 2011 yılı Van
Depreminde (Mw=7.2) 604 kişi yaşamını yitirmiştir. Bu depremlerde özellikle yığma
yapılarda meydana gelen hasarların en önemli nedeni, herhangi bir mühendislik
desteğinin alınmamış olması ve geçmiş dönemlerde meydana gelen depremlerden ders
çıkarılmamasıdır. Bu çalışmada Türkiye’de son 15 yılda meydana gelen depremlerde
yığma yapılarda oluşan hasarlar, göçme nedenleri ve çözüm önerileri fotoğraflar ile
desteklenerek incelenmiştir. Bu çalışmanın, bundan sonra meydana gelecek
depremlerde, özellikle kırsal kesimde tercih edilen yığma yapı türü binalarda meydana
gelebilecek hasarları en minimuma indirmesi umulmaktadır.; Turkey is one of the most important earthquake generations in the world and is
located in the alp-healaya earthquake zone. I and II covering 66% of the country's land.
In the degree of earthquake regions, 74.3% of the country's population lives. According
to the latest building census conducted by the State Institute of Statistics in 2000, 48%
of the buildings in our country are made up of skeletons and 51% of them are heaps.
Today, although there is a decline in the rate of stacking, there is still considerable
accumulation in the rural areas. Although Turkey has regulated and developed in certain
periods to prevent the loss of life in severe earthquakes due to the severity of the
earthquake, and to ensure that structural damage can be repaired in moderate to mild
severe earthquakes, even in mild severe earthquakes. In the 2011 earthquake in Van
(Mw = 7.2), 604 people lost their lives from the latest earthquake. Especially in these
earthquakes, the most important reason of damages caused by masonry structures is that
no engineering support has been taken and no lessons have been learned from
earthquakes that have taken place in the past. In this study, earthquakes that occurred
during the last 15 years in Turkey have been investigated by supporting the photographs
of the damage caused by the masonry structures, the causes of the collapse and the
solution suggestions. It is hoped that this work will minimize the damages that may
occur in the earthquakes that will take place afterwards, especially in the rural areas
where the masonry buildings are preferred.
Url: http://sutod.selcuk.edu.tr/sutod/article/view/438; http://sutod.selcuk.edu.tr/sutod/article/view/467/674
2018-01-01T00:00:00ZDeprem kuvvetine esas spektral ivme değerlerinin TBDY 2018 ve TDY 2007’ye göre karşılaştırılmasıKoçer, MustafaNakipoğlu, AbdulhamitÖztürk, BurhanAl-hagri, Mohammed GamalArslan, Musa Hakanhttp://hdl.handle.net/123456789/131212018-10-27T00:01:56Z2018-01-01T00:00:00ZDeprem kuvvetine esas spektral ivme değerlerinin TBDY 2018 ve TDY 2007’ye göre karşılaştırılması
Koçer, Mustafa; Nakipoğlu, Abdulhamit; Öztürk, Burhan; Al-hagri, Mohammed Gamal; Arslan, Musa Hakan
Yapılara etkiyecek deprem yükleri statik ve dinamik analiz yöntemleri olmak üzere,
iki farklı şekilde belirlenmektedir. Analizleri kolaylaştırmak amacıyla dinamik analiz
yöntemleri yerine, statik bir analiz yöntemi olan spektral analiz yöntemi daha yaygın bir
şekilde kullanılmaktadır. Burada daha gerçekçi ve karmaşık bir yöntem yerine daha sade
olan bir statik analiz yöntemi tercih edilirken kullanılan tepki spektrumları, günümüz deprem
yönetmeliklerinde, tasarım spektrumu olarak önerilmektedir. Bu çalışmada, Türk Deprem
Yönetmeliği 2007 (TDY 2007) ve Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği 2018 (TBDY
2018)’de tanımlanan spektral ivme değerleri ile zemin hâkim periyotları, risk durumuna göre
dört farklı il ve farklı zemin sınıfları için elde edilmiştir. TDY 2007’de tanımlanan deprem
bölgelerine göre seçilen iller Kocaeli, Eskişehir, Kayseri, Konya olarak belirlenmiştir ve bu
bölgeler için tanımlanan etkin yer ivme katsayıları kullanılmıştır. Diğer taraftan, TBDY
2018 için bu değerler, bu illerin merkez koordinatları dikkate alınarak Afet ve Acil Durum
Yönetim Başkanlığı (AFAD) kurumunun internet sitesinde yer alan deprem ivme
haritasından elde edilmiştir. Dört farklı il ve farklı zemin sınıfları için TDY 2007 ve TBDY
2018’de yer alan tasarım spektrumlarından elde edilen spektral ivme değerleri arasında bir
kıyaslama yapılarak yorumlanmıştır. Elde edilen sonuçlar, bu bölgelerle sınırlı olmakla
beraber genel olarak zayıf zemin grupları için TBDY 2018’in TDY 2007’ye göre daha
güvenli tarafta kaldığını göstermektedir.; Seismic loads that can act on a structure are determined in two different ways, static
and dynamic analysis. In order to make analysis easier, instead of dynamic analysis
methods, spectral analysis method, which is a static method, is commonly used. Here, a
static analysis method is preferred rather than a more accurate and complex method and the response spectra used are proposed as the design spectrum in today's seismic codes. In this study, the spectral acceleration values and the control periods were obtained as defined in Turkish Seismic Code 2007 (TSC 2007) and Turkish Building Seismic Code 2018 (TBSC 2018) for four different provinces according to risk situations and different soil classes. Kocaeli, Eskisehir, Kayseri, and Konya provinces were selected according to the seismic zones defined in TSC 2007 and the calculations according to this code were conducted through the use of the effective ground acceleration coefficients defined for these zones. On the other hand, in the case of TBSC 2018, considering the city-center coordinates of the regions, these values were obtained from the earthquake acceleration map included in the website of the Disaster and Emergency Management Presidency (AFAD). A comparison was made between spectral acceleration values obtained from design spectra according to TSC 2007 and TBSC 2018 for four different provinces and different soil classes and the results were interpreted. The results, although being limited to these regions, showed that TBSC 2018 is generally on a safer side compared to TSC 2007 for softer soil classes.
Url: http://sutod.selcuk.edu.tr/sutod/article/view/437
2018-01-01T00:00:00Z2018 Türkiye bina deprem yönetmeliği ve Türkiye deprem tehlike haritası ile ilgili İç Anadolu Bölgesi bazında bir değerlendirmeÖztürk, Murathttp://hdl.handle.net/123456789/131202018-10-27T00:01:54Z2018-01-01T00:00:00Z2018 Türkiye bina deprem yönetmeliği ve Türkiye deprem tehlike haritası ile ilgili İç Anadolu Bölgesi bazında bir değerlendirme
Öztürk, Murat
18.03.2018 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan ve 01.01.2019 tarihinde
yürürlüğe girecek olan Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği-2018 (TBDY-2018) ile 2007
tarihli Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik (TDY-2007)
yürürlükten kalkacaktır. Ayrıca 18.03.2018 tarihinde yayımlanan ve 01.01.2019 de
yürürlüğe girecek olan Türkiye Deprem Tehlike Haritaları (TDTH-2018) ile ülkemizde
günümüze kadar geçerliliğini koruyan 1996 tarihli Deprem Bölgeleri Haritası da
yürürlükten kalkacaktır. Her bakımdan köklü değişiklikler içeren yeni yönetmelik ve
deprem haritasının, yürürlükten kalkacak yönetmeliklerle karşılaştırılması mühendis ve
mimarlar için tasarım süreçlerinde yol gösterici olacaktır. Bu nedenle bu çalışmada İç
Anadolu bazında bir karşılaştırma yapılmıştır. 1996 tarihli deprem tehlike haritasında
sırasıyla 1., 2., 3. ve 4. bölgede yer alan Kırşehir-Merkez, Eskişehir-Merkez, Kayseri-
Merkez ve Konya-Selçuk Üniversitesi Kampüs bölgelerinde tasarım depremi için 2
farklı zemin cinsi altında ve 2 farklı periyot değeri için eski ve yeni yönetmeliklerin
karşılaştırması grafik ve tablolarla yapılmıştır. Sonuç olarak yeni yönetmeliğin köklü
değişikler getirdiği görülmektedir.; Building Earthquake Regulations-2018 (TBDY-2018) which published in the Official Gazette at 18.03.2018, will enter in force at 01.01.2019 and The Regulation on the Buildings to be Made in the Earthquake Regions of 2007 (TDY-2007) will be annulled. Additionally, the 1996 Seismic Zone Maps, which maintain its validity in our country today, will be abolished with the Seismic Hazard Maps for Turkey (TDTH-2018), which were published on 18.03.2018 and will go into effect on 01.01.2019. The comparison of the new regulation and seismic map that contains fundamental changes in every respect with the regulations that will be abolished will guide the design processes for engineers and architects. For that reason in this study, a comparison has been made on the basis of Central Anatolia. Charts and tables have been made for the comparison of the old and new regulations under 2 different types of soil and for 2 different period values for the DD-2 earthquake in the Kırşehir-Center, Eskişehir-Center, Kayseri-Center, and Konya-Selçuk University Campus regions found in the 1st, 2nd, 3rd, and 4th regions, respectively, in the 1996 seismic hazard map. As a result, it is observed that the new regulation has brought sweeping changes.
Url: http://sutod.selcuk.edu.tr/sutod/article/view/434
2018-01-01T00:00:00Z