2012, Sayı 28http://hdl.handle.net/123456789/111402024-03-28T15:31:28Z2024-03-28T15:31:28ZSosyolojik açıdan sınır: Derecik örneğiTekin, Ferhathttp://hdl.handle.net/123456789/115362018-07-28T00:01:53Z2012-01-01T00:00:00ZSosyolojik açıdan sınır: Derecik örneği
Tekin, Ferhat
Devlet sınırlarını sosyolojik bir bakıs açısıyla konu edinen bu çalısma bir yönüyle
teorik, diger yönüyle de bir alan arastırmasıdır. Teorik kısımda modern devletle birlikte
ortaya çıkan yeni sınır anlayısı üzerinde durularak sınırın ulus-devlet, milliyetçilik ve modern
teritoryal düzen için ne anlama geldigi tartısılmaktadır. Çalısmanın alan kısmında ise
Türkiye-Irak sınırındaki Derecik bölgesine odaklanılmıstır. Söz konusu sınırda ikamet eden
Gerdi asiretinin sosyo-kültürel, iktisadi ve siyasi yönlerden sınırla ve sınırın karsı tarafıyla
nasıl iliski kurdugu ve bunun yasam tarzını ve kültürünü nasıl etkiledigi yapılan
derinlemesine mülakat ve gözlem gibi teknik araçlarla tespit edilmeye çalısılmıstır. Bu
çerçevede sınırın, asiret ve akrabalık iliskilerinden evliliklere, ticaretten, adetler ve sınır
algısına kadar birçok yönden kendine has bir sosyo-kültürel uzama sahne oldugu tespit
edilmistir.; This study that researches state borders from sociological aspect, has both
theoretical and field research. In theoretical chapter, it is disscussed new border concept
that comes out with modern state and how it can be understood for nationalism and
modern teritorial order. In particular this research focused on Derecik region that settled on
Turkey-Iraq border. In this chapter, it is tried to be identified how Gerdi tribe that lives in
this borderland contact socio-cultural, economic and political relationships with otherside
and how those relationships effected on their lifestyles and culture by using in-depth
interview method and other technics. In this context, it is determined that border can be
accepted a socio-cultural space that includes the relationships from tribe and kinship to
marriages, from trade to customs and border perceptions.
URL:http://sefad.selcuk.edu.tr/sefad/article/view/50
2012-01-01T00:00:00ZTarihten günümüze İstanbul TürkçesiGümüşkılıç, Mehmethttp://hdl.handle.net/123456789/115352018-07-28T00:01:49Z2012-01-01T00:00:00ZTarihten günümüze İstanbul Türkçesi
Gümüşkılıç, Mehmet
Fatih Sultan Mehmet’in stanbul’u fethetmesinden sonra Osmanlı Devleti kudret ve güç
kazandı. Bu kuvvetle beraber büyük bir dil de meydana geldi. stanbul Türkçesinin temelini olusturan
bu dil, bir imparatorluk diliydi.
Makalemizde; stanbul Türkçesinin tarihî serüveni göz önüne alınarak, stanbul Türkçesinin
temelini olusturan stanbul agzı da incelenecektir. stanbul Türkçesi ile ilgili örnekler yüzyıl yüzyıl
seçilmeye çalısılmıstır. 15. yüzyılda Fatih’in kendi siirlerinden ve Ahmet Pasa’dan; 16. yüzyılda Bakî ve
Yahya Bey’den; 17. yüzyılda Nâbî’den; 18. yüzyılda Nedim ve Seyh Gâlib’ten; 19. yüzyılda Enderunlu
Vâsıf’tan; 20. yüzyılda ise Ziya Gökalp’ten parçalar alınarak stanbul Türkçesinin güzelligi okuyucuya
aktarılmaya çalısılacaktır. Makalemizin son kısımlarında stanbul agzına dayalı stanbul Türkçesini
aksettiren eserlerden Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde ve 1790 yılında stanbul’da basılmıs olan
Viguier’in Elemens de la Langue Turque ‘Türk Dilinin Unsurları’ adlı kitabında geçen metinlerden
örnekler verilecektir.
Makalemizin; son zamanlarda medyadaki yanlıs kullanımlardan dolayı bozulmaya baslayan
stanbul Türkçesi ve stanbul agzına dikkat çekecegi kanaatindeyiz; Just after the conquest of Istanbul by Sultan Fatih Mehmet, The Ottoman State gained
puissance and power. As result of this conquest, a great language emerged along with the power. This
language which formed basis of Istanbul Turkish was language of the empire.
In this article, taking historical journey of Istanbul Turkish into consideration, the Dialect of
Istanbul which formed the basis of Istanbul Turkish will be analyzed. In regard to examples of The
Istanbul Language were thoroughly chosen from per century. The beauty of Istanbul Turkish will tried
to be shown taking excerpts from Sultan Fatih’s and Ahmet Pasha’s poems within the 15th century,
from Baki and Yahya Bey within the 16th century, from Naili Bey and Nabi within the 17th century,
from Nedim and Sheikh Galib within the 18th century, from Vasıf from Enderun within the 19th
century, from Ziya Gokalp within the 20th century. At the end of the article, based on Dialect of
Istanbul phrased will be given examples from the book of Viguier called ‘Elements Of Turkish
Language’ and the book of Evliya Celebi Called ‘Seyahatname’ which is based on the dialect of
Istanbul reflecting the best Istanbul Turkish.
With this article, we also aim to raise concern over burn out Istanbul language due to the
misuse of it in media.
URL:http://sefad.selcuk.edu.tr/sefad/article/view/51
2012-01-01T00:00:00ZKansu Gavri'nin Arapça divanıYavuz, OrhanKafes, Mahmuthttp://hdl.handle.net/123456789/115342018-07-28T00:01:49Z2012-01-01T00:00:00ZKansu Gavri'nin Arapça divanı
Yavuz, Orhan; Kafes, Mahmut
Bu çalısmada son Memlük Sultanı Kansu Gavrî’nin stanbul Millet Kütüphanesi Ali
Emîrî Efendi Bölümü, Arabî Nu: 4639’da kayıtlı bulunan Arapça Divanı üzerinde
durulmustur. Önce Gavrî’nin eserleri, sonra da söz konusu Divan’ın içindeki siirler ve
konuları hakkında bilgiler verilmistir. Ayrıca Arapça siirlerin tamamı Türkçeye tercüme
edilmistir.; The present study focuses on Mamluk Sultan Kansu Gavri’s Arabic divan, which is
in stanbul Millet Library Section of Ali Emirî Effendi Arabi registry number 4639.
Information was given first about Gavri’s works and then the poems in the mentioned
divan and their themes. Moreover, all of the Arabic poems were translated into Turkish
URL:http://sefad.selcuk.edu.tr/sefad/article/view/52
2012-01-01T00:00:00ZAliens in Light in AugustDizdar, SrebrenToker, Alpaslanhttp://hdl.handle.net/123456789/115332018-07-28T00:01:35Z2012-01-01T00:00:00ZAliens in Light in August
Dizdar, Srebren; Toker, Alpaslan
Alienation is a feeling of not harmoniously blending in. This feeling can manifest
itself in various sorts such as physical, psychological, economical, mental, social, religious,
political or spiritual. Even though the term ‘alienation’ is not widely used in American
literature, it is an issue that manifested itself quite frequently and vigorously in the literary
works of several writers of the twentieth century. Among various contemporary authors to
grapple with this issue of alienation, William Faulkner’s vivid accounts of twentieth century
man’s quest for self in his literary works reveal the reader the morbid facets of the sense of
being alienated. This paper tries to find out the traces of alienation in several characters
and delve into the roots of their isolation in Faulkner’s Light in August.; Yabancılasma bir uyumlu olarak karısmama duygusudur. Bu duygu kendisini
fiziksel, psikolojik, ekonomik, zihinsel, sosyal, dini, siyasi ya da manevi gibi farklı sekillerde
açıga çıkarabilir. ‘Yabancılasma’ terimi Amerikan edebiyatında yaygın bir sekilde kullanılan
bir terim olmasa bile, kendisini bir çok yirminci yüzyıl yazarlarının eserlerinde oldukça sık ve
aktif bir sekilde gösteren bir sorundur. Yabancılasma sorununu kıskacına alan çagdas
yazarlar arasında, William Faulkner’ın eserlerindeki yirminci yüzyıl insanının kendini
arayısını tasvir eden etkili beyanları yabancılasmıs olma duygusunun korkunç yönlerini
okuyucunun gözleri önüne sermektedir. Bu yazı Faulkner’ın Light in August eserinde
bulunan muhtelif kisilerdeki yabancılasma izlerini ortaya çıkarmak ve soyutlanmalarının
esas nedenlerini arastırmaya çalısmaktadır.
URL:http://sefad.selcuk.edu.tr/sefad/article/view/48
2012-01-01T00:00:00Z